Logo
< Partimizin düşünen önderleri savaşan neferleri -II

Direnişçi Parsat Piston, POAŞ ve SEKA işçilerine...


Direnişçi Parsat Piston, POAŞ ve SEKA işçilerine...

Onurlu mücadelemize desteğinizi bekliyoruz!

Öncelikle sizleri işçi sınıfının güncel ve tarihsel haklılığına olan inancımla selamlıyorum. Sizler emeğinizin bir parça da olsa karşılığını alabilmek için, insanca çalışma ve yaşama koşullarını asgari de olsa elde edebilmek için, kısaca en temel insani haklarınızın karşılanmasını istediğinizden dolayı, sizin için tek seçenek olarak bırakılan direnişin onurlu yolunu seçtiniz. Bu, yaşamı her geçen gün sefaletin koyu karanlığına daha da itilen işçi ve emekçilerin, ezilen kesimlerin en insani, en meşru ve en doğal haklarıdır. Bu onurlu duruşunuz nedeniyle çeşitli baskılarla karşı karşıya kalıyorsunuz. Kuşkusuz ki zulmün karşısında direnmek bir onurdur, haktır.

Sizlere yazma nedenime gelince, öncelikle kendimi tanıtmakla başlamalıyım. İşçi ve emekçilerin baskı ve eşitsizliklerinden, ücretli emek sömürüsünden kurtulması için verdiğimiz devrimci sınıf mücadelesinde tutsak düşmüş bir sınıf devrimcisiyim. Tüm insanların eşit, özgür, sömürülmeden, emeğinin karşılığı olan insanca bir yaşamın sosyalizmle geleceğine inandığım için bu mücadelenin bir sıra neferi olarak görüyorum kendimi.

Bugün biz hapishanelerde tutsak edilmiş devrimcilere F (hücre) tipi cezaevleri dayatılıyor. Toplumun örgütlenmesinden, örgütlü bir yapıya kavuşmasından korkan devlet, bizim ortaklık ve paylaşmaya dayanan komün yaşamımıza, birbirimizi destekleyip/sahiplenmemize tahammül edemiyor. Bunun gerisinde daha çok, devrimci siyasal duruşumuza bir tahamülsüzlük sözkonusudur. Bugüne kadar bu duruşumuzu parçalamaya yönelik girişimleri hep bizlerin karşı duruşuyla, direnişiyle boşa düşürülmüştür. Gelinen aşamada, dışarıda siz işçi ve emekçilere yıkım programları çerçevesinde sefalet ücretlerini, işsizliği, sosyal hak ve yoksunluğunu, örgütsüzlüğü, sendikasızlaşmayı dayatan aynı sermaye devleti, bizlere de hücreleri dayatıyor. Siz dışarıda kölece bir yaşama mahkum edilirken, dört duvar arasına atılan bizlere ise bu yeterli görülmeyip, beyinlerimizi de teslim almak istiyorlar. Bu konuda ise yanılıyorlar, belki her türlü saldırıyı yaşama geçirebilirler, ama bizlerin düşünce ve ideallerini hiçbir zaman teslim alamayacaklardır. Çünkü bizim düşüncelerimizin temelinde işçi sınıfı ve emekçilerin tarihsel olarak da kanıtlanan haklı sınıf mücadelelerinin temsilcisi olma bilinci var. Yine bizler yıkılması gereken bir burjuva sınıfı ve onun düzeninin er ya da geç işçi sınıfı ve emekçilerin ayağa kalkmasıyla yerle bir olacağını biliyoruz. Buna inanıyor, yaşamımızı bu ideale adıyoruz.

Bu yanıyla, bugün bizler üzerinden teslim alınmak istenen sizin haklı ve meşru mücadelenizdir. Devrimci siyasal düşüncelerimizde billurlaşmış olan insanlığın gelecek/kurtuluş düşüdür. Geleceğinize sahip çıkmak, dışarıda sizlere dayatılan yıkım programlarını, devrimci tutsaklara dayatılan hücre tipi cezaevlerine karşı olmaktan geçiyor. Bizler, TKİP, DHKP-C ve TKP(ML) dava tutsakları olarak 20 Ekim tarihinde F tipi hapishanelerinin kapatılması, 3713 sayılı anti-terör yasasının tüm sonuçlarıyla kaldırılması, Üçlü Protokol’ün iptal edilmesi, DGM’lerin kapatılması... talepleriyle SAG dirnişimizi başlattık ve bunu bugün Ölüm Orucu aşamasına taşımış bulunuyoruz. Belki öleceğiz ama bizi asla hücrelere koymayı başaramayacaklar. Devrimci siyasal kimliğimiz, insanlık onurumuz için, işçi ve emekçilerin tarihsel olarak haklı olduğu bilinciyle direniyor, ölümlerimiz pahasına hücreleri yıkacağımızı ilan ediyoruz.

Sizleri de bu onurlu mücadelemizde yanımızda görmek istiyor, destek ve dayanışmanızı ailelerimiz ve yakınlarımızla ortaklaştırmanız ve çeşitli düzeylerdeki hücre karşıtı eylemliliklerinizle mücadelemize omuz vermenizi bekliyoruz.

Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!
Yaşasın direniş, yaşasın zafer!

30 Kasım 2000 / Ulucanlar Zindanı
TKİP Ölüm Orucu Direnişçisi
Hatice Yürekli


Üste