Logo

Bahar döneminin kazanımları


Bahar döneminin kazanımları

Bu yılın bahar sürecini kapitalizmin küresel krizinin derinleştiği koşullarda karşıladık. Yerel seçimlerin de aynı dönemle çakışması politik atmosferi güçlendirdi. Bu iki olgu, işçi sınıfı ve emekçilerin devrimci siyasal faaliyete daha fazla ilgi göstermelerini sağladı.

1 Mayıs’ta Taksim alanının kazanılmasıyla taçlanan bahar dönemini genel hatlarıyla tamamlamış bulunuyoruz.

Fakat bahar döneminin geride kalması, sınıflar mücadelesinde bir durulma olacağı anlamına gelmiyor. Tersine, kapitalizmin küresel krizinin yayılarak devam ettiği, yıkıcı sonuçlarının işçi sınıfı ve emekçilerin saflarında derinden hissedildiği bir süreçte, sınıf çatışmaları daha da sertleşecektir. Sınıf çatışmalarındaki sertleşme eğilimi, devrimci sınıf çalışmasının önemini arttırırken, bu çalışmanın devrimci sınıf hareketinin geliştirilmesine sunacağı katkının önemini hayati hale getirmektedir.

Dönemi berrak bir bilinç, tok bir iddia ile karşılamanın önemi

 Komünistler döneme berrak bir bilincin ürünü olan taktik politika ve tok bir devrimci iddia ile başladılar. Aylara yayılan sistemli, yaygın ve etkili bir faaliyet örgütleyerek iddialarına uygun bir pratik sergilediler.

Kriz sürecine eşlik eden bahar dönemi ile yerel seçim çalışmasını, krizin yıkıcı sonuçlarına karşı mücadeleyi güçlendirecek tarzda planlayan komünistler, dönem boyunca, kokuşmuş sermaye düzenini hedef aldılar. Özellikle seçimler sürecinde liberal-reformist sol ile onun kuyruğuna takılan ve devrimci-demokratlıktan liberal-demokratlığa doğru yol alan çevrelerin düzen kurumları hakkında sahte hayaller yaydığı bir dönemde, komünistlerin sergilediği ilkeli duruşun apayrı bir önemi olmuştur.

Bu koşullarda devrimci seçim faaliyeti yürüten komünistler, işçi sınıfı ile emekçilere seçimlerden ve düzenin temsili kurumlarından medet ummanın değil, temel hak ve özgürlükler için devrimci sınıf mücadelesinin tek çıkış yolu olduğunu anlattılar. Sorunların kalıcı çözümünün ve kazanımların güvence altına alınmasının kapitalizmin egemenliği altında mümkün olmadığını dile getiren komünistler, gerçek kurtuluşun bu sömürü ve kölelik düzenini yıkmaktan geçtiğini vurguladılar.

Aday pazarlıkları etrafında dönen ilkeden yoksun reformist platformla oyalanan çevreler, seçim sürecinde etkili bir siyasal faaliyet yürütmekten geri dururken, liberal-reformistlerin çekim alanına kapılmayan az sayıda akım ise, seçim sürecini atalet içinde izlediler.

Biri kafa karışıklığının, diğeri reformizme yönelimin ürünü olan bu iki tutumu benimseyen güçlerin tercihi, bahar döneminin toplam faaliyetini olumsuz etkilemiş, bu faaliyetin zayıf geçmesine yolaçan önemli etkenlerden biri olmuştur.

Döneme devrim ve sosyalizm bayrağını dalgalandıran taktik-politikalarıyla hazırlanan komünistler ise, geçmişi aşan bir yaygınlıkta faaliyet yürüttüler. Tempoyu düşürmeden dönem boyunca gerçekleştirilen yoğun ve ısrarlı faaliyet, bilinç açıklığı ve devrimci iddianın ürünüdür.

Farklı araçlarla planlı, tempolu ve yaygın faaliyet

 
İzlenecek devrimci politik hattın netliği kararlılık ve ciddiyetle birleştiğinde, dönem faaliyetini planlayıp uygun araçlarla işe başlamanın bir zorluğu yoktur. Nitekim komünistler, yerel seçimlerle başlayan bahar dönemini, başından sonuna kadar planlı, tempolu ve yaygın bir faaliyete konu etmekte zorlanmamışlardır.

Elbette faaliyetin şu veya bu alanında aksamalar yaşanmış, fakat bu, planlanan faaliyetin genel çerçevede hayata geçirilmesine engel oluşturmamıştır.

Legal-illegal, merkezi-yerel araçlarla işçi sınıfı ve emekçilere yaygın bir sesleniş, hem süreli yayınların hem yerel yayınların etkin dağıtımı, çeşitli etkinlikler, toplantılar, eylemler… Bu zengin araç çeşitliliği ile bahar dönemi çalışmasını gerçekleştiren komünistler, yüzbinlerce işçiye, emekçiye, kadına, gence ulaşabilmiş, bunların bir kısmı ile yüzyüze konuşma, tartışma olanağı yaratmışlardır.

Devrimci sınıf çalışmasını güçlendirecek tarzda planlanan toplam faaliyetin hayata geçirilmesi sayesinde partimizin şiarları, çağrıları ve yayınları fabrikalara, sanayi sitelerine, işçi servislerine, emekçilerin yaşam alanlarına, üniversitelere ve yer yer kent merkezlerine taşınmış, dönem boyunca kendini hissettirmiştir.

Komünist kadro ve militanlar, partinin bahar dönemi boyunca devam eden tempolu faaliyetini göğüslemiş, parti çeperindeki işçi ve emekçilerin bir kısmını da sürece katarak toplam çalışmanın alanlarını genişletmişlerdir. Faaliyeti yeni alanlara taşıyan komünistler, nicel güçlerin sınırlılığına takılmadan, partinin dönemsel taktik politikasını belli bir başarı ile hayata geçirmişlerdir.

Aylara yayılan devrimci siyasal faaliyetimiz, kendini hissettirdiği tüm alanlarda oldukça etkili olmuştur. Bu etkiyi sol çevrelerin verdiği tepkilerden bile görmek mümkündür. Dikkatleri dağıtıcı pek çok etkene rağmen işçi ve emekçilerin gösterdiği ilgi ise, faaliyetimizin yarattığı etkinin en iyi yansıması olmuştur.

 

Döneme yayılan etkili faaliyetin kazanımları

Devrimci siyasal faaliyetin üç temel ayak üzerinde örülebildiğinde başarılı olabileceğini hep vurgularız. Bunlar; propaganda ve ajtasyon, örgütlenme ve eylemdir.

İlki konusunda, nicel gücümüzün de ötesinde bir etki yarattığımız konusunda bir tartışma bulunmuyor. Nitekim, faaliyetin ardından alınan tepkiler, çalışmanın hedeflenen yönde etki yarattığının somut göstergesi olmuştur.

Verili koşullarda ajitasyon-propaganda, işin nispeten kolay yanı kabul ediliyor. Bu saptama belli bir doğrulup payı taşımakla birlikte, bilinçlendirme çalışmasının, örgütlenme ve eylem alanındaki başarılara da önemli etkisi olduğu tartışmasızdır. Döneme uygun şiarların, farklı araçlarla ve emekçilerle yüzyüze gelerek kitlelere taşınmasının büyük önemi açıktır.

Sınıf ve kitle hareketinin verili koşullarının, emekçileri örgütleyip eyleme geçirme konusunda belli zorluklar yarattığı biliniyor. Fakat bu nesnel zorluk hiç de bütünsel bir faaliyet yürütmenin önünde engel değildir. Bununla birlikte, sınıf hareketinin verili koşulları, ajitasyon-propaganda araçlarının kullanımında daha yaratıcı yöntemler bulmayı gerektiriyor. Öte yandan, yarattığımız politik etkiyi örgütleyebilmek için daha yoğun daha ısrarlı bir çaba harcamak da zorunludur. Bu koşullarda, yaratılan politik etkiyi örgütlü güce dönüştürme başarısı, nesnel zorlukların farkında olmak, ancak bu zorluklara takılmadan, iddiayı da zayıflatamadan işe dört elle sarılmakla mümkün olabilir.

Belirttiğimiz nesnel zorluklara rağmen bahar dönemi faaliyetimizin önemli kazanımları olmuştur. Bu kazanımlar, sınıf hareketinin zayıf olmasına rağmen, sistemli devrimci siyasal faaliyetin hem emekçiler üzerinde etkili olabildiğini, hem deneyim biriktirme ve örgütsel alanda güçlenme olanakları yarattığını ortaya koyuyor.

İlkin, kadro ve militanların partinin dönemsel politikasını kavramak için harcadığı çabanın olumlu sonuçları olmuştur. Tempolu bir faaliyet içine giren tüm partili güçlerin deneyim kazanması, bir kısmının sıçrama yaşaması, iç örgütlülüğün güçlendirilmesi, çevre-çeper ilişkilerimizin belli bir düzeyde faaliyete katılması, sınıfla kurulu bağlarımızın yaygınlaşıp güçlenmesi, emekçilerle kurduğumuz ilişkilerin gelişip derinleşmesi…

Tüm bu alanlarda sağlanan gelişme, tempolu devrimci siyasal faaliyetin kazanımları arasındadır. 1 Mayıs alanlarında komünistlerin kortejlerindeki genç işçilerin oranı ise, örgütlenme ve eylem alanındaki başarının ölçülerinden biri sayılmalıdır.

Zaaf ve eksikliklerin açığa çıkması onları aşmanın ilk adımıdır!

Toplam faaliyet kuşkusuz ki, daha yaygın, daha etkili, daha verimli örülebilirdi. Yani ulaşılan başarıyı aşmanın nesnel zemini mevcuttur. Buna karşın bazı alanlarda görülen dağınıklık, bazı komitelerin kolektif faaliyet örme konusunda tutuk kalmaları, inisiyatif yetersizliği, kısmi yön kaymaları gibi eksiklikler kazanımlarımızı sınırlamıştır.

Faaliyetin olduğu yerde hataların, yetersizliklerin olması kaçınılmazdır. Önemli olan, aksayan noktaların dönemin taktik politikasının belli bir başarı ile hayata geçirilmesini engelleyecek düzeyde olmamasıdır. Kimi alanlardaki aksamalara rağmen, faaliyetin kolektif tarzda, belli bir başarı ile yürütülebilmesi, istenen düzeyde olmasa da, dönemin başarılı bir çalışma ile tamamlandığını gösteriyor.  

Kimi yerde komitelerin kolektif faaliyeti örmeleri noktasında zorlanmalarla yüzyüze kalındı, kimi yerde çalışmanın eylem ayağı zayıf kalabildi, kimi yerde yaratılan politik etkiyi örgütleme noktasında zorlanmalar yaşandı, kimi yerlerde ise kitle ilişkileri yeterli ölçüde seferber edilmedi…

Bu zorlanma ya da aksama alanları tek tek yoldaşların olduğu kadar, kolektiflerin/komitelerin de yetersizliğini ortaya koymuştur. Dönem faaliyetinin sağladığı bu açıklık, çalışmanın ilerleyen sürecinde hangi yönlerimizi güçlendirmemiz gerektiği konusunda da fikir vermiştir.

Dönemin açığa çıkardığı zaafların aşılması yönünde gösterilecek irade ile hem kolektifleri hem tek tek yoldaşları güçlendirmek mümkündür. Bu başarıldığında, yaşanan aksaklıklar da kazanıma dönüştürülecektir. Komünistlerin güçlü yanlarına yaslanarak zaaflarını aşma geleneği, bu konuda izlenmesi gereken yolu göstermektedir.

Kazanılan deneyim, biriktirilen olanaklarla ileri!

Küresel krizin yıkıcı sonuçları, emperyalist saldırganlık, gerici savaşların kışkırtılması ve diğer olgular kokuşmuş kapitalist düzenin iflasını döne döne tescil etmektedir. Hem ülkemizde hem dünyada yayılan kriz milyonlarca işçiyi işsiz bırakırken, işçi sınıfının bu yıkıcı saldırıya karşı direnme kararlılığı da güçleniyor. Bu tablo, sınıf çatışmalarının yaygınlaşıp derinleşme eğiliminde olduğunu gösteriyor.

Kriz içinde debelenen kapitalizmin zorunlu sonucu olan bu eğilim, işçi sınıfı ile kapitalistler arasındaki çatışmanın yayılma olasılığını güçlendiriyor. İşçi sınıfının emekçi ve yoksul müttefikleri de, şimdiden bu çatışmanın tarafı durumundadır. Sınıf çatışmalarının sertleşme eğiliminde olduğu bu süreçte, komünistlerin devrimci bir sınıf hareketinin geliştirilmesi ekseninde sürdürdüğü mücadelenin önemi kat kat artmaktadır.

Sınıf hareketinin ancak devrimci temelde güçlenebileceği bir dönemde, hareketin önünde önemli engeller de mevcuttur. Bu engellerin başında, sendikaları ele geçiren sermayenin Truva atları gelmektedir. Hem krizin yıkıcı sonuçlarına karşı gelişen mevzi direnişlerde, hem de 1 Mayıs dönemi boyunca sergilenen tutumlar, bu burjuva gericilik odağının oynadığı uğursuz rolün derinleşme eğilimini ortaya koymuştur.

Sendikal bürokrasi, bazı istisnalar dışında, artık sermayenin organik bir parçası haline gelmiştir. Sermayenin ve devletinin, kimi zaman ise reformist akımların desteğini alan bu gerici kastın, işçi sınıfı önüne ördüğü ablukayı yıkmak, gelinen yerde özel bir önem taşımaktadır.

Devrimci bir sınıf hareketinin gelişmesi açısından kritik olan bu süreç, halihazırda sistemli bir devrimci sınıf çalışması yürüten tek güç olan partimize büyük sorumluluklar yüklemektedir. Komünist kadro ve militanlar başta olmak üzere tüm partili güçler, kendi misyonlarına bu bütünlük içinde bakmalı, parti saflarında bu konuda da bir bilinç açıklığı sağlamalıdırlar.

Dönemin komünistler yüklediği bu zorlu görevin üstesinden gelmek, Türkiye Komünist İşçi Partisi’nin maddi toplumsal zeminiyle, yani işçi sınıfının öncü kuşağıyla devrimci organik birleşme hedefine doğru önemli adımlar atmasının yolunu da açacaktır.

Komünistler, yoğun bahar dönemi faaliyetiyle pekiştirdikleri birikim, deneyim, güç ve olanaklarını seferber ederek sürece hazırlanmalı, devrimci bir sınıf hareketinin geliştirilmesi mücadelesine dört elle sarılmalıdırlar.


Üste