Logo

İllegal çalışmada ısrar devrimde ısrardır!


10. yıl kampanyamızla işçi sınıfı ve emekçilere yaygın bir şekilde seslendik!

İllegal çalışmada ısrar devrimde ısrardır!

 

Bu yıl Büyük Sosyalist Ekim Devrimi’nin 91. yılını, partimizin 10. yılı ile birlikte kutladık. 10. yıldönümü vesilesiyle ördüğümüz kampanya çerçevesinde farklı araçlarla işçi sınıfı ve emekçilere yaygın bir şekilde seslendik. Ajitasyon-propaganda araçlarının yanısıra kitle etkinliklerimizle de, kampanyamızın “Parti, sınıf, devrim!” şiarını işçi ve emekçilerin gündemine taşıdık.

Coşku, inanç ve kararlılıkla süren 10. yıl kampanyamız boyunca afiş, bildiri, kuş, duvar yazıları gibi araçları illegal temelde yaygınca kullandık. Faaliyeti yeni taşıdığımız kentlerin yanısıra İstanbul’un tüm çalışma alanlarında kampanyamızın etkileri görüldü. Dostlarımıza umut ve coşku katan faaliyetimiz, düşmanın yaygın saldırılarına maruz kaldı. Bu saldırganlık şaşırtıcı olmadığı gibi tesadüfte değildir. Zira burjuva devlet aygıtı, işçi sınıf ile emekçilere özgürce seslenen illegal devrimci araçlardan fazlasıyla rahatsız olmaktadır. Kolluk kuvvetlerinin bu propaganda-ajitasyon araçlarına gösterdiği tahammülsüzlük bunu dışavurumu olmuştur.

Burjuvazi ve onun çıkarlarını koruyup kollayan Amerikancı rejim, her tür illegal devrimci siyasal faaliyeti tasfiye etmek için uğraşıyor. Kapitalizmin kriz içinde debelendiği son aylarda ise devrimci siyasal faaliyetten duyulan rahatsızlığın daha belirgin bir hal aldığı görülüyor.

İşbirlikçi burjuva devlet, kapitalist barbarlığa karşı mücadele eden ilerici ve devrimci güçlerin her adımını denetim altında tutmak için kısa ve uzun vadeli planlar uyguluyor. Denetim altında yürütülen siyasal faaliyet onları pek rahatsız etmiyor. Zira, her yönüyle denetim altında tutulan siyasal mücadele, bu sınırlarda kaldığı sürece, düzen için tehdit oluşturmaz. Böyle bir tehditin oluştuğu bir durumda ise, denetim altında tutulan hareketlerin üstesinden kolayca gelinebilir. Tarihsel deneyimler, yasal zeminde mücadele eden güçlü komünist partilerinin kolayca aldığı dramatik yenilgilere pek çok kez tanıklık etmiştir.

Devlet özellikle son 20 yıldır illegal devrimci faaliyeti bitirmek çabasındadır. Reformizme alan açarken, devrimci örgütte ısrar edenlere azgınca saldırmaktadır. Hukuksal düzenlemeleri de buna uygun hale getirmekte, “yasal zeminde çalışabilirsiniz, ancak ihtilalci örgütte ısrar ederseniz katleder ya da F tipi hücrelerde çürütürüm” tehdidini savurmaktadır.

İşçi sınıfının özgür faaliyet alanını ortadan kaldırmaya dönük bu saldırı furyası faşist devlet teröründen ibaret değildir. Hatta denebilir ki, saldırı esas itibarıyla ideolojiktir. Bu saldırı ile işçi sınıfına, emekçilere ve onların devrimci öncülerine dayatılanı; “hiçbir eylem devletin denetiminden kaçamaz, kimse böyle şeylere kalkışmamalı, siyasi faaliyet yürütecekse, bunu düzenin icazetine sığınarak yapmalıdır. Aksi halde sizi bekleyen katliamdır” şeklinde özetlemek mümkündür.

Düzenin ideolojik cephaneliğini tahkim eden liberal kalemşör takımı da, düşünceyi yayma, örgütlenme ve eyleme geçme özgürlüğünü savunduklarını iddia ederken, bu tür eylemlerin yasal zeminde gerçekleştirilmesi gerektiğini vaaz ediyorlar. Bunlara göre yasadışı parti kurmanın zamanı geçmiştir. Artık tüm parti veya örgütlerin yasalar çerçevesinde kurulup faaliyet yürütmesi, her eylemin düzen yasalarına uygun olması gerekiyor.

Bu türden papazca vaazların düşünce özgürlüğünü savunmak adına yapılıyormuş gibi yansıtılması kaba bir riyakârlıktır. Çünkü bu söylemle, işçi sınıfı ve emekçilerin siyasal temsilcilerinin düzen dışı faaliyet yürütmeleri gayr-ı meşru gösterilmeye çalışılıyor. Eğer işçi sınıfı ile siyasal temsilcilerinin her eyleminin gerici burjuva devletinin denetiminde kalması sağlanabilseydi, kölelik ve yağma düzeni kapitalizm güvencede olurdu. Böylece liberal vaizler de rahat ederdi.

Yıllardır devam eden bu gerici saldırı gelinen yerde devrimci akımları da etkilemiş, illegal devrimci örgütte ısrar iradesini iyice aşındırmıştır. Halen devrimci zeminde durmakta ısrar eden örgütlerin bu durumu kabullenmiş olması, bu alandaki tablonun vahametine işaret etmektedir.

Komünistler, umutları kırmayı hedefleyen bu kuşatmaya hiçbir koşulda boyun eğmediler. İdeolojik alanda yürüttükleri mücadelenin yanısıra, devrimci siyasal faaliyeti de devrimci teori, devrimci örgüt, devrimci sınıf bütünlüğü ekseninde ördüler. Komünistler olarak, en zor koşullarda bile faaliyeti bu bütünsellik temelinde örmekten geri durmadık. 10. yıl kampanyasında ortaya koyduğumuz kapasite, bu alandaki güçlenmeye de işaret etmektedir.

Bahar döneminden beri ivme kazanarak devam eden faaliyetimiz, 10. yıl kampanyası ile daha ileri bir boyut kazanmıştır. Bu sürede diğer kentlerin yanısıra Gebze’den Büyükçekmece’ye uzanan ve İstanbul’u boydan boya kesen geniş bir alanda parti materyallerimizle emekçilere seslendik. Ana güzergahların yanısıra fabrikalar, sanayi siteleri ve emekçi semtleri faaliyetimizi taşıdığımız alanlar oldu. Kolluk kuvvetlerinin materyallerimizi tahrip etmek için sistematik bir şekilde yürüttüğü saldırıya rağmen, faaliyetimizin görülmesi engellenemedi.

10. yıl kampanyamız boyunca birbirini güçlendiren dört ayrı araçla emekçilere seslendik. Kampanya boyunca beş çeşit büyük, dört çeşit küçük boy afiş, duvar yazılamaları, kuşlama ve partinin kuruluşunun 10. yılı vesilesiyle işçi sınıfı ve emekçilere seslendiği bildiri ile partinin şiarlarını emekçilere taşıdık. Parti bildirisi, afişlerimiz, kuşlarımız ve duvar yazılamalarımızın yanısıra bazı yerel araçlarla da faaliyetimizi zenginleştirdik.

TKİP imzasıyla işçi sınıfı ve emekçilere seslenmede gösterdiğimiz ısrar dönemsel yönelimin ürünü olmayıp, ilkesel devrimci bir tutuma dayanmaktadır. Bu net bakış, devrimci ideolojik çizgiden taviz vermemekten, kapitalist toplumun tek tutarlı devrimci sınıfı olan proletaryaya ısrarla yönelmekten, illegal ihtilalci örgütü her alanda güçlendirmekten bağımsız ele alınamaz.

Vurgulamak gerekiyor ki, burada diyalektik bir bütünlük vardır. Zira devrimde ısrar devrimci programda, devrimci sınıfta, devrimci örgütte ısrardır aynı zamanda. Bu çizgide tutarlı bir duruş ise, partinin illegal faaliyet ve örgütlenme kapasitesinin sürekli güçlendirilmesini sağladığı gibi, bu alandaki güçlenme de partinin illegal ihtilalci çizgisini pekiştirmektedir.

10. yıl kampanyası ile yeni bir ivme kazanan faaliyetimizin sonuçları, TKİP saflarındaki bilinç berraklığını ortaya koyarken, taşıdığımız tok iddianın da göstergesi olmuştur. Komünistler sınıfın, devrimin ve sosyalizmin partisi TKİP saflarında yürüttükleri bu kararlı mücadeleyi yeni mevzilere taşıyarak geleceği kazanma umudunu büyütmeye devam edeceklerdir.


Üste