Logo

EKİM 300. sayıda!..


28 yılın soluğu!

1987 yılı Ekim ayında yayın yaşamına aylık olarak başlayan Ekim, Ocak 1993 tarihinden itibaren 15 günlük periyoda geçti. Bunu TKİP Kuruluş Kongresi ön hazırlık çalışmalarının başladığı tarih olan Temmuz 1998 yılına kadar, yaklaşık 6 yıl boyunca sürdürdü ve bu tarihten itibaren yeniden aylık periyoda döndü. Bu ilk 11 yıllık dönem içinde Ekim’in yayını tek bir sayı bile aksamaksızın kesintisiz olarak sürdü.

TKİP Kuruluş Kongresi’nin ardından “TKİP Merkez Yayın Organı” sıfatı kazanan Ekim’in yayın yaşamındaki güçlükleri de bunun ardından başladı. Kuruluş Kongresi’ni izleyen aylarda partinin peş peşe aldığı darbeler ve bunun sonucu olarak karşılaştığı ciddi sorunlar, kaçınılmaz bir biçimde Ekim’in yayın yaşamına da yansıdı. Yıllar boyunca yayın periyodu düzensizleşmeye ve yayın işlevi zayıflamaya başladı. 2007’den itibaren partinin toparlanmasına ve yeni bir gelişme çizgisine oturmasına bağlı olarak, Ekim’in yayın işlevindeki zayıflama önemli ölçüde giderilmiş olsa da aynı başarı yayın periyodu üzerinden gösterilemedi.

Buna rağmen 28 yıl boyunca yaşamını sürdüren ve bugün 300. sayıya ulaşan illegal devrimci bir yayın organı ile karşı karşıyayız Ekim şahsında. Bu, ortalama olarak neredeyse her ay bir sayı anlamına gelmektedir. Tasfiyeciliğin ve devrimci örgütten kaçışın genel bir hal aldığı bir tarih kesitinde, illegal bir yayın organı için bu büyük bir başarı demektir. Sol hareketimizin son otuz yıllık tarihinde Ekim bu açıdan tektir ve benzersiz bir yayın organı örneğidir.

Fakat Ekim’in benzersizliği hiç de devrimci bir partinin illegal yayın organı olarak 28 yıllık bir soluğa ulaşmasından gelmemektedir. Kuşkusuz Ekim halen sürmekte olan ve TKİP V. Kongresi kararları çerçevesinde bundan böyle her açıdan daha da güçlendirilecek olan bu soluğu TKİP’ye borçludur. Fakat tersinden de, TKİP bugünkü tüm varlığını Ekim’e borçludur ve onun asıl benzersizliği bu noktadadır.

Yenilgi dönemiyle bir hesaplaşma, bu çerçevede bir ayrışma ve yeniden saflaşma yılı olan 1987’de, geleneksel sol hareketten köklü bir kopuş yaşayan bir avuç devrimcinin elinde, ulaştıkları açıklıklarla oluşturdukları ideolojik çizgiden başka hiçbir şey yoktu. Bu çizgiyle ve onun taşıyıcısı olacak Ekim’le yola çıkıldı. EKİM, hem yeni çıkışın ve hem de onun taşıyıcısı olacak olan yayın organının ortak adıydı. Denebilir ki başlangıçta ikisi birbirine özdeşti. Yeni çizgiyi işlemek, yaygınlaştırmak, böylece kazanılan ilk güçlerle illegal temellere dayalı bir örgütü adım adım inşa etmek, bunu bütünsel bir parti inşa süreci olarak geliştirip güçlendirmek, tüm bu başarılarda yayın organı olarak Ekim’in tayin edici önemde bir rolü vardı. Ekim’le yola çıkılmış, böylece ilk adımda illegal temellere dayalı bir örgüt ve ardından bütünsel bir devrimci parti inşa edilmiştir.

Bizzat bu başarının kendisi, Ekim’in tanımlanan türden rolünün de artık geride kaldığı anlamına gelmektedir. Partimizin resmi kuruluşu, denebilir ki Ekim’in kurucu misyonunun sona erdiğinin de resmi ilanıdır. Fakat bu, onun parti yaşamımızda tuttuğu kendine özgü yerin, yerine getirdiği işlevin önemini hiçbir biçimde ortadan kaldırmamıştır. Ekim, TKİP Merkez Yayın Organı’dır, demek oluyor ki, merkezi önderliğin dolaysız baş kürsüsüdür. Onun yayın periyodu ya da işlevi bakımdan yaşadığı her zaaf ya da zayıflama, merkezi önderlik misyonundaki zayıflamanın en dolaysız bir göstergesidir. Nitekim son olarak TKİP V. Kongresi sorunu tam olarak böyle değerlendirmiştir.

Fakat Ekim, yine son olarak TKİP V. Kongresi’nin de bir kez daha tanımladığı gibi, illegal devrimci bir örgütsel varlığın da olmazsa olmaz koşuludur. Partimizin illegal örgütsel varlığını ve sürekliliğini Ekim’siz düşünebilmek olanağı yoktur. Nitekim Ekim’in yayın yaşamındaki aksama ve yayın işlevindeki zayıflama dönemleri, tam da partinin illegal örgütsel varlığının da zayıfladığı dönemler olmuştur. Genel gerçeklerin ötesinde, kendi tüm deneyimimizin de gösterdiği gibi, bu ikisi birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Birindeki zayıflama diğerindeki zayıflamanın en dolaysız bir göstergesi ve kanıtıdır.

Tasfiyeciliğe karşı mücadelede hep vurgulayageldiği gibi, devrimci partinin illegal temellere dayalı örgütsel varlığı, TKİP için ilkesel bir sorundur. Fakat içinde bulunduğumuz tarihi dönem düşünüldüğünde, illegal örgüt ve çalışmanın can alıcı önemi, genel ilkesel değerinin de ötesindedir. Köklü burjuva demokrasisi geleneğine sahip ülkelerde bile sistemli biçimde polis rejimine geçildiğine tanıklık ettiğimiz bir tarihi dönemin içindeyiz. Fakat sözkonusu olan Türkiye olunca sorun bunun da ötesindedir. Halen tepeden tırnağa militarist bir polis rejimi koşulları içindeyiz ve bu durum günden güne daha da ağırlaşmaktadır. Devrimci olmak iddiası taşıyan siyasal parti ve gruplar bir yana, düzen sınırları içindeki muhalif güçlerin bile kendilerini güvende hissedemedikleri siyasal koşullar içindeyiz.

Bütün bunlar, her koşul altında devrimci örgüt ve çalışmanın sürekliliğinin biricik güvencesi olan illegal örgüt ve araçların önemini görülmemiş ölçüde artırmaktadır. Parti olarak Ekim’in önemine ve işlevine aynı zamanda buradan bakıyoruz. Ekim’in bu alandaki rolü ve dolayısıyla önemi, parti inşa sürecindeki rolü ve öneminden hiç de daha az değildir. Her parti üyesi, her parti birimi, her parti yerel örgütü sorunu böyle kavramak ve sorumluluklarına da buradan bakmak zorundadır. Partinin bütünü için yeniden “Ekimciler” olmak zamanıdır. Her gerçek partili için, Ekim ile partinin devrimci örgütsel varlığı arasındaki hayati ve kopmaz bağı derinlemesine anlamak zamanıdır.

TKİP V. Kongresi’nin ortaya koyduğu açık irade üzerinden parti, tüm parti güçlerini ve örgütlerini, tüm gerçek “Ekimciler”i, Ekim’e her açıdan ve her alanda sahip çıkmaya çağırmaktadır.

EKİM


Üste