Logo

Sektörel birlik çalışması ve sorun alanları


Sektörel birlik çalışması
ve sorun alanları

Sınıf devrimcileri olarak yıllardır ısrarla ve kararlılıkla sistematik bir sınıf çalışması yürütüyoruz. Bu çalışma içerisinde çeşitli yol, yöntem ve araçları kullanıyoruz. Tüm faaliyetimiz sınıf kitlelerini partiye kazanma ve partiyle adım adım devrimi örgütleme hedefine kilitlenmiş bir hatta ilerliyor. Partinin yaptığı değerlendirmelerde sınıf çalışması alanında anlamlı bir mesafe katedildiği çeşitli vesilelerle ortaya konuluyor.

Partimiz metal sektörünün sınıf hareketi içerisinde tuttuğu özel yeri ve stratejik konumunu gözeterek, güçlerinin önemli bir kısmını bu alana yoğunlaştırmıştır. Alanda sürekliliği olan sistematik bir faaliyetin yürütülmesi belli olanakları ortaya çıkarmış ve belli bir aşamadan sonra da sektörel birlik çalışması gündeme gelmiştir.

Birliğin oluşum sürecinde yapılan değerlendirmelerde, adımları atılan birliğin metal işçilerinin mücadelesi sonucu tabandan ortaya çıkan bir araç olmadığı, komünistlerin öncü bir müdahaleyle, sınıfın belli ihtiyaçlarını da gözeterek böyle bir aracı gündeme getirdiği ortaya konulmuştur.

Bu yazıda amacımız, sınıf çalışmamızın toplamına dair bir değerlendirme yapmak değil, sektörel birlik çalışmasını çeşitli yönleriyle ele almak, geride bıraktığımız dört yılı eleştirel bir değerlendirmeye tabi tutabilmektir. Bunu yapmak, sektörel birlik çalışmasının önümüzdeki dönemde daha güçlü kılınabilmesi açısından önemlidir.

Sektörel birlik ilk çıkışından bu yana bu alanda örgütlü sendikalar üzerinde devrimci bir basınç oluşturmuştur. Bu nedenle metal sektöründe elle tutulabilir tek sendika diyebileceğimiz Birleşik Metal-İş bürokratlarının saldırgan tutumları ile karşı karşıya kalınmıştır. Bu, sınırlı olanaklarla da olsa birliğin yaptığı devrimci müdahalenin sendika bürokratları üzerinde yarattığı basınç ve etkiyi göstermektedir.

Belli başlı gündemler üzerinden ortaya konulan politik-pratik tutumlar sektörde birliğin tanınmasını sağlayan bir işlev görmüştür. Geçmiş TİS süreçleri, yerel direnişlerde aldığı tutumlar ve son olarak da Birleşik Metal-İş sendikasının genel kurullar sürecinden yansıyanlara bakıldığında, bu daha iyi görülmektedir.

Bunlar çalışmanın olumlu yanları olmakla birlikte, mevcut tabloya bakıldığında, önümüzde katetmemiz gereken önemli bir mesafe bulunmaktadır. Her şeyden önce metal işçilerinin mücadelesinin geliştirilebilmesi, mücadelenin önündeki her türlü engelin aşılması için metal işçilerinin tabandan doğru örgütlenmesini sağlayabilmek sorumluluğu ile karşı karşıyayız. Bu hedeften şaşmaksızın faaliyetimizi sürekli geliştirip güçlendirebilmeliyiz.

Sektörel birlik çalışması aynı zamanda alanda yoğunlaşmış bir çalışma anlamına gelmektedir. Bu yoğunlaşmış çalışma sadece TİS, sendika genel kurulları vb. üzerinden değil, metal işçilerini kuşatma hedefiyle sürekliliği olan bir çalışma olabilmelidir. Bu anlamıyla birlik, metal işçilerini kuşatma, ilerici öncü metal işçilerini birlik çatısı altında bir araya getirme hedefiyle hareket etmelidir. Bunu yapabilmek, belli özel gündemleri aşan bir çalışma kapasitesi ortaya koymayı gerektirmektedir. Oysa birliğin yürüttüğü çalışmalara bakıldığında, özel gündemler dışında belli çalışmalar ortaya konulsa da, bu noktada bir sürekliliğin sağlanamadığı görülmektedir.

Birlik bugüne kadar belli başlı gündemler üzerinden etkili müdahaleler yapmış olsa da, en büyük eksiklik alanı sektöre hakimiyet sorunudur. Bu eksiklik kendini, belli dönemlerde sınıf hareketinin toplam gündemlerinin ya da siyasal gündemlerin sektör gündemlerinin önüne geçmesinde göstermektedir.

Sınıf hareketinin toplam gündemleri elbette metal işçilerini de ilgilendirmektedir. Sınıfı politikleştirmek gibi bir hedefimizin olduğu yerde siyasal gündemlerin metal işçilerine taşınmasından daha doğal bir şey olamaz. Burada vurgulanmak istenen, politik gündemlerin ya da sınıfın genelini kesen gündemlerin işlenmemesi, bunlar üzerinden tutum açıklanmaması değildir. Bu noktada dengenin iyi bir biçimde tutturulabilmesi gerekmektedir. Birlik ağırlığını sektöre ve sektörün sorunlarına verebilmeli, bu alanda derinleşebilmelidir. Şu hiçbir biçimde unutulmamalıdır. Birlik sektörel bir araçtır ve bu işlevine uygun hareket etmesi gerekmektedir. Kendi alanında işlevsel olabildiği ölçüde ilerici öncü metal işçilerinin platformu durumuna gelebilecektir.

Bir diğer sorun alanı yerel ayakların oluşturulmasında karşımıza çıkmaktadır. Geride bıraktığımız süreçte birlik çalışması bu alanda belirgin bir zayıflama yaşamıştır. Birlik çalışmasının yerel ayakları bu süreç içerisinde kimi yerellerde oluşturulamazken, varolan yerellerde işlevsiz hale gelebilmiştir. Oysa birlik çalışması yerel ayaklarına kavuşabildiği ve varolanları daha da güçlendirebildiği ölçüde gerçek anlamda sendikal bürokrasiye karşı öncü metal işçileri için bir odak durumuna gelebilir.

Yerel ayakları oluşturma sorunu birliğe örgütsel bir işleyiş kazandırma sorunu ile bire bir bağlantılıdır. Birlik çalışması sadece merkezi toplantılara daralan, yerellerden işletilemeyen bir hatta ilerleyemez. Bu noktada sınırlı güçlerle de olsa bir süreç işletilebilmeli, giderek birliğin yerel ayakları oluşturulmaya çalışılmalıdır. Her yerel kendi önüne bunu bir hedef olarak koymalı ve bu doğrultuda yoğun bir çaba harcayabilmelidir.

Bugün birlik çalışması halen komünistlerin güç ve olanakları üzerinde ilerlemektedir. Bu durum bazen birlik çalışmasının partinin dolaysız bir çalışması olduğu gibi bir yanılgı yaratabilmektedir. Her şeyden önce birlik, ilerici öncü metal işçilerini bir araya getirmeyi hedefleyen esnek bir araçtır ve bu misyonla hareket etmek zorundadır. Bu noktada sektörel birliğin ne olduğuna, işlev ve misyonuna ilişkin olarak çalışmayı yürüten güçlerde politik açıklık yaratabilmek önemlidir. Bu yapılamazsa, ileri öncü metal işçileri kucaklanamaz, sektörel birlik kendi dar sınırlarını aşamaz.

Üzerinde önemle durulması gereken bir diğer nokta ise, partimizin bir süreden beri fabrika eksenli çalışma ve bu alanda mevziler yaratabilme ihtiyacına yaptığı vurgulardır. Bu, tüm yakıcılığı ile önümüzde bir görev olarak durmaktadır.

Sektörel çalışma üzerinden bakıldığında, bu alanda mesafe alabilmek, fabrikalarda derinleşmek, birlik çalışmasının güçlenebilmesi için oldukça önemlidir. Yaşanan zorlanma ve sorun alanlarının aşılabilmesi bu alanda alınacak mesafeye bağlıdır. Sınıf hareketinin verili durumu ve buradan kaynaklı nesnel zorlanmalar gözönüne alındığında, bunun anlam ve önemi daha iyi anlaşılacaktır. Bu zeminde mesafe alabilmek, ajitasyon-propaganda ve teşhir faaliyetini aşan bir çalışma yürütebilmek anlamına gelmektedir.

Bir diğer nokta, temel bir araç olarak kullanılan merkezi bültendir. Merkezi bülten çoğu zaman bir haber derlemesi olarak çıkabilmektedir. Bu nedenle sektörel çalışma üzerinden ihtiyaca yanıt veren bir işlev taşımamaktadır. Merkezi bültenin işlevsel bir araç haline getirilebilmesi, çalışmayı yürüten güçlerin gerekli katkıyı örgütlemesine bağlıdır. İlişkide olduğumuz işçilerden fabrika yazıları alabilmek, sektörün önemli gelişmelerini etkili bir tarzda işlemek, yerel deneyimleri bülten üzerinden genelleştirebilmek bültenin daha işlevsel olmasını sağlayacak, ihtiyaca uygun bir araç haline getirecektir.

Öte yandan, bülten aylık çıktığı için belli gündemler geride kalabilmektedir. Bu noktada yapılması gereken, bültenin yanı sıra yerel araçları devreye sokabilmektir.

Birlik çalışmasının doğru bir zeminde ilerlemesi ve önümüzdeki süreçte daha güçlü bir çalışma yürütebilme noktasında kimi sorun alanlarına işaret etmeye çalıştık. Sonuçta biz pratik bir süreç işletiyoruz. Bu süreç içerisinde kimi zorlanma, eksiklik ve zaafiyet alanlarının ortaya çıkması doğaldır. Bu eksik ve zaaflı yanlarımıza etkili müdahaleler yapabildiğimiz oranda daha güçlü bir çalışma yürütebilmenin güç ve imkanlarını da yaratabiliriz.

Belli sınırlılıklar taşısa da, çalışma kendi dayanaklarını oluşturmaktadır. Pratik faaliyet içerisinde kimi güçlere ulaşılmakta, ortaya konulan politik tutumlar, birliği reformist sendikal anlayışlar karşında bir çekim merkezi haline getirebilmektedir. Bugün için bunun etki alanı sınırlı olsa da, bu önemli bir noktadır. Burada bize düşen görev, yukarıda da vurguladığımız gibi, birlik çalışmasını doğru bir zeminde ilerletebilmek, kendi işlev ve misyonuna uygun hareket ettirebilmektir. Birliğin yarattığı politik etkiyle çalışmaya yakınlık duyan işçiler birlik çatısı altında bir araya getirilebildiği ölçüde birlik kendi misyonunu daha etkili bir şekilde yerine getirebilecektir.

Komünist metal işçileri tüm güç ve enerjileriyle, ortaya çıkan olanakları iyi bir şekilde değerlendirerek, birliği güçlendirme hedefine kilitlenmelidirler.


Üste