Logo
< Meslek liseleri ve devrimci sınıf çalışması

Sektörel çalışma, tekstil işçilerinin birliği ve mücadelesi


D. Güneş

Sınıf çalışmamız içinde sektörel çalışma önemli bir yerde duruyor. Özellikle metal sektörüne dönük çalışmamız anlamlı bir deneyim ve birikim sağladı. Son Metal Fırtınası’na müdahaledeki başarıda, sektörel çalışmada yoğunlaşma önemli bir rol oynadı. Zira böylesi bir yönelim, sektöre hakimiyeti artırmakta, tekil fabrikaların ötesinde sektöre toplam olarak bakmayı sağlamakta, sektör politikalarının oluşturulmasını kolaylaştırmakta ve sendikal mücadele zeminlerini güçlendirmektedir.

Ekonomide tuttuğu yer ve işçi sınıfı içinde nitel ve nicel açıdan belirgin yerinden kaynaklı metal sektörüne dönük çalışma sınıf çalışmamızda öncelikli bir yerde durmaktadır. Ancak yine ekonomideki yeri ve mücadele dinamikleri gözetilerek farklı sektörlerde de çalışma yürütmek bir ihtiyaçtır. Petro-kimya ve tekstil sektörü bu açıdan metal sektörünü takip etmektedir.

Tekstil sektörünün ülke ekonomisindeki yeri Cumhuriyet öncesine dayanır. Cumhuriyetin ilk yıllarında ise devlet eliyle hatırı sayılır tekstil işletmesi kurulmuş ve azımsanmayacak sayıda işçiyi bünyesinde barındırmıştır. Ancak Türkiye’de kapitalizmin gelişmesiyle birlikte tekstil sektörü geri planda kalmış, özelleştirmelerle birlikte nitelik planında değişim yaşanmıştır. Sermayenin uluslararası ölçekteki hareketi de tekstil sektörünü etkilemiş, “Çin” faktörü gerileten bir rol oynamıştır.

Başka bir dizi etkenle birlikte tekstil, kölece çalışma rejiminin, esnek ve güvencesiz çalışmanın hayat bulduğu sektörlerin başında gelmektedir. Sektörün yüzde 80’ini kapsadığı iddia edilen kayıt dışılık bu konuda bir fikir vermektedir. Bu arada sermayenin ucuz işgücü cenneti yaratma hevesiyle de tekstil sektörünün bölgesel dağılımı değişmiştir. Temel sanayi havzalarında kimi entegre tesisler ve marka fabrikalar varlığını sürdürmekle birlikte, Marmara’dan Anadolu’ya, özellikle Kürt illerine doğru kayma yaşanmaktadır.

Tekstil çalışması her dönem parti gündeminde yer almıştır. Hareketin sınıf çalışmasının ilk süreçlerinde “başlangıç deneyimleri” olarak tekstil çalışması bir yer tutarken, partinin kuruluş kongresinde hareketli tekstil işletmelerine yönelik çalışmanın deneyimleri ele alınmış, ancak çalışmanın stratejik sektör ve fabrikalarda yoğunlaşmasının ihtiyacı özel olarak vurgulanmıştır. Geçtiğimiz yıllarda da yerel çalışma alanlarında tekstile yönelimler gerçekleşmiş, ancak bunlar yerelin hedefleri sınırlarında çalışmalar olmuştur. Greif direnişi, sonrasında yarattığı imkanlar ve mevziler, tekstil çalışmasını daha kolektif ve merkezi düzlemde örgütleme ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Elbette bu yönelim bilinçli tercihlere dayanmak durumundadır.

 

Tekstil sektörüne hakimiyet

Bugün tekstil çalışmamız kolektif ve merkezi bir müdahaleye konu edildiği oranda, sektörün sorunları, ihtiyaçları ve mevcut tablosuna dair daha fazla yoğunlaşmak ve alana daha fazla hakimiyet sağlamak gerekiyor. Kuşkusuz bir süredir bu açıdan belli bir mesafe alınmış olmakla birlikte, hem kolektif bir bilinç açıklığı yaratmak hem de sektöre dönük güncel ve dönemsel politikaları daha güçlü bir şekilde ortaya koyabilmek açısından bu bir ihtiyaç. Aynı zamanda parti basınımızda ele alınarak toplama maledilmesi de önem taşıyor.

Sektörde gerçekten daralma mı yaşanıyor, yoksa kayıt dışılığın artması ve bölgesel değişimin etkileri mi yaşanıyor? İşletmelerin farklı kategorilerde olduğu yerde, sektörün toplamında öne çıkan talep ve istemlerimiz neler olacak? Sektör çalışmamızın dönemsel hedef ve yönelimleri ne olacak? Sektörde “stratejik” konumdaki büyük işletmeler ile belli bir dinamizm taşıyan “orta ölçekli işletmelere” yönelim arasında ilişki ve denge nasıl kurulacak? MESS kapsamındaki işyerleri, stratejik işletmeler olmalarından kaynaklı, tüm metal sektörünü belirleyen bir yerde dururken, aynı durum tekstildeki TİS kapsamındaki fabrikalar için de geçerli midir? Bu temelde tekstil TİS’leri sektör çalışmamızda nereye oturacak? Tekstile mevcut çalışma alanlarımız üzerinden yönelimlerimizin ötesinde entegre tesislere sahip Denizli, Gaziantep illerine ilgimiz ne düzeyde olacak? vb... Bu ve benzeri konularda kolektif açıklık ve bütünlük sektörel çalışmanın gelişimini hızlandıracaktır.

Bir başka nokta tekstil işçisinin profili. Sıklıkla tekstil işçisinin bilinç geriliğinden bahsediyoruz. Eğitim düzeyi, mücadele deneyiminden yoksunluk, yapılan işin niteliği vb. etkenlerle tekstil işçilerinin metal işçilerinden daha geri oldukları söylenebilir.

Öte yandan Kürt işçiler tekstil sektöründe önemli bir yer tutuyorlar. Kürt illerindeki tekstil işçilerine yönelik yaklaşımımız ne olmalıdır? Kürt hareketinin etkisindeki işçilerin sınıfsal sorunlara mesafesi nasıl kırılmalıdır? vb...

Bir başka nokta kadın işçilerin taşıdığı ağırlık. Geçmişten bu yana kadın işçilerin tekstil sektöründe yoğun bir şekilde çalıştığı biliniyor. Kadın işçilerin yedek işgücü olarak görülmesi, çalışma ve toplum yaşamındaki ikincil konumları onların bilincini de belirlemektedir.

Tekstil işçilerinin mevcut tablosu tüm bu açılardan değerlendirmeye konu edilmeli, kullandığımız araç, yol ve yöntemler bu temelde belirlenmelidir.

 

Öncü tekstil işçilerinin birliği güçlendirilmeli

Tekstil sektöründe yoğunlaşan çalışmalarla birlikte sınıf bilinçli öncü tekstil işçilerinin biraraya geldiği zeminlerin güçlendirilmesine ihtiyaç var. Sektöre yönelik politikaların daha güçlü belirlenmesi, sektörün sorun ve ihtiyaçları konusunda yoğunlaşabilmek açısından da bu gerekli. Elbette tekstil işçilerinin birliğinin hayat bulacağı asıl zemin fabrikalardır. Dolayısıyla hedeflenen fabrika ve işletmelere dayalı çalışma, tekstil işçileri birliğinin asıl güvencesidir.

Bir diğer nokta, sınıf bilinçli tekstil işçilerinin birlik zeminleri ile sendikal çalışma ilişkisinin doğru temelde kurulmasıdır. Zira sendikalar işçi sınıfının geniş kesimlerini bünyesinde toplayan mesleki örgütleridir. İleri, öncü tekstil işçilerinin mücadele programı ile sendikal zemin arasında farklılık doğallığında vardır. Çalışmayı, birbirlerine ikame eden değil, bütünleyen ve güçlendiren bir temelde ele almayı başarabilmeliyiz.

 

Deneyimlerden öğrenerek çalışmamızı güçlendirmeliyiz

Yılları bulan sınıf çalışmamız anlamlı deneyimler yarattı ve birikimler sağladı. Partinin V. Kongresi ise Greif ve Metal Fırtınası deneyimlerine de dayanarak, devrimci sınıf hareketi yaratılması hedefiyle sınıf çalışmasının sorun ve ihtiyaçlarını ele aldı. V. Kongre’nin özellikle sınıf çalışmamızın sorunları başlıklı sunum ve değerlendirmeleri, tekstil çalışmamız için de yol gösterici olmalıdır. Tekstil sektörüne yönelik bugüne kadarki pratiğimiz, V. Parti Kongresi değerlendirilmeleri ışığında yeniden gözden geçirilmelidir. Fabrika direniş deneyimlerinden sınıfa siyasal müdahalenin sorunlarına, çalışmada kullanılacak araçlardan yol ve yöntemlere kadar, çalışmamız ve sorunları bu değerlendirmelerin ışığında yeniden süzgeçten geçirilmelidir. Çalışmamızı daha ileriye taşımak, yeni güç ve imkanlar yaratmak için toplam birikimimize yaslanmalıyız.


Üste