Logo
< “Kız kardeşlik” mi, sınıf kardeşliği mi?

Lenin’in “gazete” tartışmalarından...


I. Işın

Lenin 1901 yılında kaleme aldığı “Nereden Başlamalı?” makalesinde, partinin acil görevini devrimci bir örgütün kurulması olarak tanımlamıştı. Devrimci örgütün kurulmasında kullanılacak temel araçlardan birisi olarak da gazeteye işaret etmişti:

En çok ihtiyaç duyduğumuz şey bir gazetedir; gazete olmadan, Sosyal-Demokrasinin hem genel olarak başlıca ve sürekli görevi, hem de halkın en geniş tabakaları arasında siyasete ve sosyalizmin meselelerine duyulan ilginin yükseldiği bir sırada içinde bulunduğumuz anın ihmale gelmez görevi olan ilkelere bağlı, sistemli ve çok yönlü propaganda ve ajitasyonu yürütemeyiz. Bireysel eylemler, mahalli bildiriler ve gazeteler vb. biçimindeki dağınık ajitasyonu, ancak sürekli bir yayının yardımıyla yürütülebilecek genelleştirilmiş ve sistemli bir ajitasyonla güçlendirme ihtiyacı, hiçbir zaman bugünkü kadar şiddetli bir şekilde hissedilmemiştir.”

Lenin gazetenin devrimci faaliyeti toparlayıcı, genelleştirici ve sistemli hale getirici özelliklerine vurgu yapmıştır. İşçi sınıfı arasında fabrikalarla ilgili teşhirlerin güçlü olduğunu, ikinci adım olarak siyasi teşhiri güçlendirme adımlarının atılması gerektiğini ifade etmiştir. Bunun için de bir “kürsü”ye ihtiyaç olduğunun altını çizmiştir:

Bugün çarlık hükümetini ülke çapında teşhir edecek bir kürsü sağlamak durumundayız ve bunu yapmak görevimizdir. Bu kürsü, Sosyal-Demokrat bir gazete olmalıdır. Rusya toplumunun diğer sınıf ve tabakalarından ayrı olarak, Rusya işçi sınıfı, siyasi bilgiye karşı sürekli bir ilgi göstermekte ve illegal yayın için (sadece yoğun huzursuzluk dönemlerinde değil) sürekli ve yaygın bir talepte bulunmaktadır. Böyle bir kitle talebi var olduğunda, tecrübeli devrimci önderlerin yetiştirilmesine başlandığında ve işçi sınıfının yoğunlaşması, onu büyük şehirlerdeki işçi sınıfı mahallelerinde ve fabrikaların birarada bulunduğu yerlerde gerçekten hakim duruma getirdiğinde, artık proletarya için bir siyasi gazete çıkarmak son derece uygundur. Proletarya aracılığıyla gazete şehir küçük-burjuvazisine, köylük bölgelerdeki zanaatkarlara ve köylülere ulaşacak ve böylelikle halkın gerçek siyasi gazetesi haline gelecektir.”

Lenin yazısının devamında gazeteyi kolektif bir örgütleyici olarak tanımlamış ve devrimci örgüt kurulurken kullanılacak “iskele”ye benzetmiştir:

Ne var ki, bir gazetenin rolü, yalnızca fikirlerin yayılması, siyasi eğitim ve siyasi müttefiklerin kazanılmasıyla sınırlı değildir. Bir gazete sadece kolektif bir propagandacı ve kolektif bir ajitatör değil, aynı zamanda kolektif bir örgütleyicidir. Bu bakımdan gazete, inşa halinde bir binanın çevresine kurulan iskeleye benzetilebilir; bu iskele yapının sınırlarını belirler, inşaat işçileri arasındaki bağlantıyı kolaylaştırır ve böylelikle onların yapacakları işleri dağıtmalarını ve örgütlü çalışmalardan çıkardıkları ortak sonuçları görmelerini sağlar.”

Lenin, amacına uygun bir şekilde çıkartılabildiği takdirde, gazetenin parti kadroları açısından oynayacağı geliştirici role de vurgu yapmıştır:

Eğer ortak bir gazete çıkarmak için güçlerimizi birleştirirsek, bu çalışma, sadece en yetenekli propagandacıları değil, aynı zamanda tayin edici mücadele için sloganı tam zamanında atabilen ve o mücadelede önderliği ele geçirebilen en yetenekli örgütleyicileri ve en yetenekli siyasi parti önderlerini de yetiştirecek ve ortaya çıkaracaktır.”

 “Nereden Başlamalı” makalesine yönelik eleştirilere de cevap veren Lenin, bu vesileyle gazetenin işlevi üzerine tartışmayı sürdürmüştür:

İyi eğitilmiş güçlü yerel siyasal örgütler olmadan, en kusursuz biçimde örgütlendirilmiş olsa da bütün Rusya için en iyi gazete hiçbir işe yaramaz. Bu, tamamen doğru. Ama bütün sorun şu ki, güçlü siyasal örgütleri eğitebilmek için, bütün Rusya'yı kapsayan bir gazeteden başka araç yoktur.”

Lenin gazete için aynı zamanda “kılavuz ipi” tanımlamasını yapmış ve oynayacağı rolü şöyle ortaya koymuştur:

Bütün Rusya için bir siyasal gazetenin yayınlanması ana çizgi olmalıdır: bu çizgiyi izleyerek bu örgütü (yani her protesto hareketini ve her kaynaşmayı her an desteklemeye hazır devrimci örgütü) durmadan geliştirebilir, derinliğine ve genişliğine güçlendirebiliriz. Lütfen söyleyiniz, duvarcıların, şimdiye kadar görülmedik büyüklükte kocaman bir yapının çeşitli bölümlerine tuğlaları yerleştirdikleri zaman, tuğlaları koyacakları doğru yerleri bulmalarında onlara yardımcı olsun diye, ortak işin nihai amacını kendilerine göstersin diye, sadece her tuğlayı değil, önceden ve sonradan konulan tuğlalara harçla yapıştırıldığı zaman tam ve kesin bir çizgi teşkil edecek her tuğla parçacığını bile kullanabilmek için, bir ipten yararlanmaları ‘kırtasiyecilik’ midir? Ve biz, parti yaşamımızda, tuğlalarımızın ve duvarcılarımızın bulunduğu, ama herkesin görebileceği ve izleyebileceği o kılavuz çizgisinden yoksun bulunduğumuz böyle bir dönemden geçmiyor muyuz? Varsınlar böyle bir çizgi çiziyoruz diye, komuta etmek istediğimizi haykırsınlar.”

Ne Yapmalı'nın bu bölümünde gazetenin devrimci faaliyeti örgütleyici rolüne de vurgular yapılmaktadır:

“... gazeteyi salt dağıtma işlevi bile fiili bağların kurulmasına yardımcı olur. Şu anda, devrimci amaçlarla yapılan kentler arası haberleşme çok enderdir, her zaman ve her durumda, kural olmaktan çok, istisnadır. Ama eğer bir gazetemiz olsaydı, böyle bir haberleşme kural olurdu ve bu, elbette ki, sadece gazetenin dağıtımını sağlamakla kalmaz, (daha önemli olan) deneyim, malzeme, güç ve kaynak alış-verişini de sağlardı. Örgütlenme çalışmalarının kapsamı hemen genişler ve bir yörede sağlanan başarı, öteki yörelerin daha iyi çalışması için örnek olurdu; gazete ülkenin başka kısımlarında çalışan yoldaşların kazanmış oldukları deneyimlerden yararlanma isteği uyandırırdı. Yerel çalışmalar, şimdikinden çok daha zengin ve çeşitli olurdu.”

Lenin'den yaptığımız bu alıntıların kendi döneminin ihtiyaçlarına ve koşullarına göre değerlendirmeler olduğu açıktır. Lenin, o dönemin Çarlık Rusya'sında illegal merkezi bir yayından bahsetmektedir. Ancak Lenin'in bu tartışmalarından kendi dönemimizin koşullarını ve ihtiyaçlarını gözeterek fazlasıyla sonuç çıkarmak mümkündür.

Yazımızı dönemin ihtiyaçlarını karşılayacak, kendi dar sınırlarımızı parçalayacak, işçi sınıfını devrimcileştirecek bir işçi gazetesini hayata geçirmenin bir rüya olmadığını belirterek, Lenin'in aynı makalesinde Pissarev'den aldığı şu alıntıyla bitirelim:

Eğer rüya gören kimse, rüyasına ciddi olarak inanırsa, yaşamı dikkatle gözler, gözlemlerini gökte kurduğu şatolarla kıyaslarsa ve eğer, genel olarak söylemek gerekirse, rüyasının gerçekleşmesi için bilinçli olarak çalışırsa, rüya ile gerçek arasındaki ayrılığın hiçbir zararı olmaz. Rüyalarla yaşam arasında bir bağ varsa, her şey yolundadır.”


Üste