Devrimcileşme sorunu!
Devrimcilik iddiasını genel bir söylem olmaktan çıkarabilmek, bu bakışa uygun bir yolu yürümekten geçiyor. Bu yanıyla parti sözünü söylemekte ve geçmişten bugüne istikrarlı yürüyüşünü sürdürmektedir. Burada sorun, partinin temsil ettiği güçlülük ve birikimin her bir kadroya taşınması ve vücut bulmasında yaşanan zayıflıktır. Sorunu kendi cephesinden tahlil eden parti, taşıdığı önemi sürekli vurgulamaktadır.
Devrimcileşme sorununun gerçek içeriğini kavramayı, zayıflığın nedenlerini sorgulamayı başaramayanlar, kendisini de partiyi de yoran bir pratiğin öznesi olurlar. Niyetten bağımsız yaşanan bu durumun çözümü, her kadronun döne döne kendi gerçekliğiyle yüzleşip mücadele etmesindedir. Çünkü devrimcileşme/devrimci kimliği geliştirme sorunu, eleştiriyi kişinin kendine döndürebilmesi sorunudur.
Parti sorunu politik olarak tahlil edip kadroların önüne koyduğunda bunu doğru okuyamamak, mücadele içerisinde yaşanan sorunların da kavranamamasına yol açıyor. Bu da sorunu çözmek yerine yeniden tartışmalara dönüştürmek, sorunu başka yerlerde aramak olarak karşımıza çıkıyor. Böyle bir bakış, devrimcileşme alanındaki zayıflıkların çözümüne katkı sunamaz.
Bugün ihtiyacımız, yaşanan sorunlara partinin değerlendirmeleri ışığında doğru bir müdahaleyi geliştirebilmektir. Söz ile eylem arasında tutarlılık, partinin üzerinde hassasiyetle durduğu bir konudur. Bunun gereklerini yerine getirmek, hem partinin tanımladığı yeni dönemin ihtiyacı olan devrimcilik için gereklidir, hem de kişinin devrimci gelişimi için. İlerlemeyen bir devrimci, geçmiş zayıflıklarını ve kimlik özelliklerini koruyarak, partinin iddialarına cevap veremeyen bir konuma savrulur. Devrimcileşme konusundaki zayıflık yoldaşlık ilişkilerine de yansır, kısır tartışmalara dayanan bir sürece mahkum olunur.
Bu noktada devreye parti mekanizmalarının girmesi, yaşanan zayıflığı tahlil ederek yol gösterebilmesi önemlidir. Partinin her bir kolektifi bünyesindeki kadrolara bu gözle bakabilmeli, sorunları kangrenleşmeden çözebilmelidir.
Gerçek anlamıyla işleyen bir kolektif varedilebilirse, devrimci kimlik alanında yaşanan zayıflıkların üstüne gitme ve aşma zemini güçlenir. Kolektif sadece pratik işbölümü üzerinden işleyen bir organ değildir. Misyonu yerelin ideolojik-politik ve örgütsel ihtiyaçlarına yanıt üretebilmektir. Bunu böyle tanımladığımız yerde, kolektif bileşenlerinin sorunlarına da çözüm üretebilmek durumundadır. Güçlü bir kolektif, devrimcileşme alanında yaşanan sorunlarda da yol gösterici olacaktır.
Denetimli ve disiplinli bir kolektif ile sistematik bir ideolojik-teorik eğitim, devrimcileşmek, partiyle bütünleşmek iddiasının karşılığını yaratabilmek açısından önemlidir. Bu başlıklarda ısrar devrimcilikte ısrar, parti davasında ısrar demektir. Gerisi zaman işidir, sabır işidir, soluk işidir. Gerisi kararlılık ve tutarlılık işidir. Gerisi bu sürecin deneyimlerden sistemli bir biçimde öğrenmek, sonuçlarını pratikte gözetmek işidir.
Doğru çalışma tarzını oturtmak, canlı bir devrimci parti içi yaşam kurmak noktasında atılacak her ileri adım, bu sorunların çözümünde de bizi ileriye götürecektir.
T. Yıldız