Logo

Kitle eylemine önderlik alanındaki zayıflıkları aşmalıyız! - M.Efe


Kitle eylemine önderlik alanındaki zayıflıkları aşmalıyız!

M. Efe

Haziran Direnişi son yılların en görkemli kitle hareketi olma özelliğini taşıyor. Bu direniş kitlelerin öfke patlamasının ne zaman yaşanacağının önden kestirilemeyeceğini bir kez daha ortaya koymuştur. Fakat dünyada ve Türkiye’de yaşanan sosyal-siyasal gelişmeleri bilimsel olarak tahlil eden marksist bir partinin, kitlelerin büyüyen öfke ve tepkisinin patlama dinamiklerini nasıl biriktirdiğini saptaması zor değildir. Uzun bir dönemdir bu gerçekliğe işaret eden partimiz, son olarak. IV. Kongre’de bunun altını daha belirgin biçimde çizmiş ve “devrime hazırlanıyoruz” şiarını öne çıkarmıştır. Zira gelecek fırtınalı günleri devrimin olanaklarına çevirebilmek devrimci hazırlığın düzeyi ile bağlantılıdır. Nitekim Haziran Direnişi, partinin dönem tespitinin doğruluğunun ötesinde, devrimci hazırlığın önemini göstermiştir.

Devrimci bakışaçısının önemi!

Devrimci bir parti her şeyden önce devrimci teori ile devrimci eylem bütünlüğünün ifadesidir. Tek başına sistemi, dönemi, gelişmeleri vb. başarıyla tahlil etmek kimseyi devrimci yapmaz. Devrimciliğin temel ölçütü, doğru bir devrimci çizgi ve buna uygun bir pratiktir.

Bununla birlikte, devrimci olma iddiasındaki bir parti bilimsel temellere dayalı devrimci bakışaçısına sahip değilse devrime katkı sunamaz. Güç ve imkanlarını düzeni zayıflatıp yıkacak eylemliliğe dönüştüremez. Bunu başaracak kadroları yetiştiremez. Yaratacağı kadrolar, aydın ya da maceracılar topluluğu olmanın ötesine geçemez. Ya kitlelerin eylemini geriye çekerler ya da kendilerini tatmin etmek için kitleler adına çarpışırlar. Haziran Direnişi’nde sol hareket tarafından bunun her iki örneği de sergilenmiştir.

Haziran Direnişi devrimci bakışaçısının önemini bir kez daha pratik içinde ortaya koymuştur. Devrimci bakışaçısından yoksun ya da zayıf örgütlerin edilgen bir biçimde sürecin arkasından sürüklendiğini göstermiştir. Büyüklüğü ile övünen siyasal hareketlerin nasıl da iradesiz kaldıkları görülmüştür.

Kitle hareketine önderlik alanındaki zayıflık!

Devrimci kadro her alanda kitlelere önderlik etmek, kitlelerin eylemine bilinçli bir ifade kazandırmak ve doğru hedeflere yöneltmekle sorumludur. Devrimci hazırlık, fabrikada, mahallede ya da barikat başında buna uygun davranabilmek demektir. Bu açıdan Haziran Direnişi önemli bir sınama olmuş, “devrime hazırlık” çağrısının gerçek kapsamı daha iyi görülmüştür.

Partimiz birçok açıdan Haziran’a giden süreci değerlendirerek düşünsel hazırlığı ortaya koymuş, bunun gereklerine çubuk bükmüştür. Buna rağmen yaşanan zayıflık ve yetersizlikler ortadadır. Bunların başında kitle hareketine önderlik alanındaki eksikliklerimiz geliyor. Tabii ki mevcut niceliğimizle Haziran Direnişi’ne önderlik etme ve parti çizgisine uygun politikalarla hareketi yönlendirme imkânına sahip değildik. Fakat çalıştığımız alanlarda daha güçlü müdahalelerde bulunabilirdik. Bu çerçevede kısmi bir başarımızın olduğu söylenebilir fakat bunun mevcut tablomuzun gerisinde kaldığı açıktır.

Devrimci bir eylemin içinde olmak, barikatlarda düşmana karşı yiğitçe çarpışmak ya da işçi ve emekçi kitleler içinde bayrağımızı taşımak değildir. Kitlelerin olduğu her yerde partinin hedeflerini anlatmak, kitleleri bu hedefe yöneltmek çabası içinde olmak gerekir. Bu tutum bizi edilgen olmaktan çıkarır. Kitlelerin dağınık ve kendiliğinden eylemine yön vermemizi sağlar. Haziran barikatlarında bu eksiklikleri yaşadık. Kimi yoldaşlarımız barikatın en önünde çarpışmasına rağmen orada sıradan bir insan olmanın ötesinde bir tutum sergileyemeyebildi. Kitleleri yönlendirecek adımlar atmaktan geri durabildi. Dolayısıyla partinin kadrosu, militanı gibi davranamadı. Devrimciliği polise taş atmaya indirgeyen dar pratikçiliği aşamamak, yüzlerce-binlerce insanın ne yapacaklarını bilemedikleri için sağa sola savrulduğu yerlerde kitlelere önderlik edecek refleksleri güçlü bir biçimde gösterememek, devrimci kadro ve militanların dersler çıkarıp aşması gereken zaafiyetlerdir.

Bizler, işçi sınıfının devrimci ideolojisini benimsemiş kadrolar ve militanlar olarak hiçbir ortamda edilgen kalamayız. Devrime hazırlık işte bunun bilincinde olmak, bu bilinci hareket içerisinde ete-kemiğe büründürmektir.

Elbette kitleleri devrimci temelde etkilemek ve bu çerçevede kitle hareketine yön vermek kolay değildir. Fakat bu hiçbir biçimde kendiliğinden bir sürüklenişe yol açmamalıdır. En azından devrimci partinin programını ve tutumunu kitlelere taşıma çabası içinde olmalıyız. Yoğun politizasyonun yaşandığı alanlarda parti çizgisini anlatmalı, onları parti saflarında mücadele etmeye çağırmalıyız. Bugünün Türkiye'sinde partimizin kitleler içinde tanınır hale gelmesi bile önemlidir.

Devrimci önder savaşçı olma zorunluluğu

Direnişte inisiyatif kullandığımız birçok alanda ve barikatta kitleleri harekete geçirme ve yönlendirme imkanı yakaladık. Dağınıklığı bazı alanlarda kısmen giderebilmeyi başardık.

Bunu daha güçlü yapabilmek, sağlam bir dünya görüşü ve inisiyatifli davranabilme ile bağlantılıdır. Böyle davranamadığımız yerlerde kendi güçlerimizi bile derli toplu hareket ettiremedik. Onlarca yoldaşımızın olduğu barikatlarda bir araya gelmeyi başaramıyorsak, kitlelere nasıl önderlik edebiliriz? Tablo böyleyken istediğimiz kadar barikat kuralım, bu bize, sınıf ve kitle hareketine kalıcı bir kazanım sağlamaz. Zira bu, örgütlü olma bilincinin zayıflaması, kendiliğindencilik, politik etkinin yaratılamaması, devrimci tutumun kitlelere taşınamaması, bunlara bağlı olarak kadro ve militanlarda moral kırılma gibi sonuçlar doğurur.

Bu sorunlar, deneyimlerden dersler çıkarılarak aşılmalıdır. Bu noktada en önemli sorumluluk yerel önderliğe düşmektedir. Güçleri planlamalı ve kolektif mücadelenin parçası yapabilmelidir. Biz güçlerimizi eyleme getirdik denilip kendiliğindenci gidişe bırakılmamalıdır. Barikat başına gelindiğinde, gerçek bir önderlik burada kendi güçlerini de örgütlü hareket ettirmenin avantajıyla kitleri yönlendirme imkânı yakalar. Haziran barikatlarının önemli ders ve deneyimlerinden biri budur.

Devrime hazırlanmanın hayati önemi

Dünya ve Türkiye’deki sınıf ve kitle hareketleri, işçi sınıfının önderliğinin önemini ortaya koymaktadır. Bu tabloda bize düşen görev, sınıf içinde devrimci faaliyeti yükseltmektir. Sınıfı devrimci çizgiye kazanmak ve militan eylemlere hazırlamaktır. Türkiye devriminin geleceği buradan geçmektedir. Yıllardır bu alanda faaliyet yürütüyoruz. Önemli bir birikim ve deneyime sahibiz. Bu deneyimleri Haziran Direnişi ışığında gözden geçirmeli, eksikliklerimizi aşmalı ve geleceğe hazırlanmalıyız. Atılan her adım, söylenen her söz önemlidir. Kimileri kısa yoldan güç olmak, bir yerleri tutmak kaygısıyla hareket edebilir, sınıfın geri yanlarına seslenen uzlaşmacı bir çizgiyi sınıf içinde yayabilir. Bizim görevimiz ise, sınıfın devrimci bilincini ve eylemini geliştirerek onu siyasal mücadele alanına çıkarmaktır. Haziran’ın sıcak günleri bunun ne denli yakıcı olduğunu bir kez daha göstermiştir.


Üste