Logo
< Komünist gençlik kampı toplandı...

Organ işleyişi ve devrimci iç yaşam


Devrimci örgüt ya da parti öncelikle bir ideolojik kimliğin temsilcisidir. Bu ideolojik kimliği geliştirip güvenceye almanın yolu ise, devrimci iç yaşamdan, bunun örgütsel zemininin yaratılmasından geçmektedir. Kendi ideolojik kimliğine uygun bir örgütsel zemine ve devrimci iç yaşama kavuşmamış bir örgütte, ideolojik kimliği geliştirmek bir yana bunu korumak bile mümkün olamaz.

Devrimci bir örgütsel zeminde yükselen devrimci iç yaşamın siyasal mücadeledeki önemi her sınıf devrimcisi için tartışmasızdır. Bir parti ortaya koyduğu ideolojik perspektifler doğrultusunda yürüyemiyorsa, bunu olanaklı kılacak bir örgütsel kapasite ve güce ulaşamıyorsa, kendi örgütsel yaşamını devrimci temeller üzerinde inşa etmeyi başaramıyorsa, bu durumda hedefleri doğrultusunda sağlam, güçlü ve kararlı adımlarla yürümesi zaten olanaklı olamaz.

Partimizin bugün ulaştığı tartışmasız örgütsel düzey ve kapasiteye rağmen iç yaşamımızı yer yer etkileyen ve çalışma kapasitemizi sınırlayan kimi yaklaşım ve darlıklarla karşı karşıya kalabildiğimiz bir gerçektir. Bugün için örgütsel yaşamımızda sınırlı bir yer tutsa da, önemli ölçüde bakış açısı ve yöntemsel yaklaşımlardan, sorunları devrimci bir temelde çözme ve aşma konusundaki kimi yanlış ve hatalı tutumlardan kaynaklı bu tablonun geride kalabilmesi için, bu sorunun ele alınması bir ihtiyaçtır.

 

Organ yaşamına dayalı çalışma tarzının önemi

Organ yaşamı örgütsel işleyişin temel zeminlerinden biridir. Kolektif bir tarzın ve önderlik pratiğinin başta gelen güvencesidir.

Devrimci iç yaşamın oturtulması, herşeyden önce buna uygun bir çalışma tarzı, işleyiş ve konumlanmanın gerçekleşmesi demektir. Parti çizgisinin, dönemsel taktik ve örgütsel politikaların başarıyla hayata geçirilmesi, kolektif bir önderlik inisiyatifi ve pratiği ile yakından bağlantılıdır. Dolayısıyla kolektif işleyişe dayalı düzenli bir organ yaşamı oturtulamazsa eğer, saptanan görev ve sorumlulukları pratiğe geçirilmesi ve belirlenen hedeflerin kazanılması olanaklı olamaz.

Bu alandaki zaafiyet, kolektif planlama, yönetme ve denetleme zemininin ortadan kalkmasına, bu ise her türlü soruna kaynaklık etmeye uygun sağlıksız bir ortama yol açmaktadır.

Bugün yer yer belli gerekçelerle organ işleyişi boşa çıkarılabilmektedir. Buna kesin bir biçimde son vermek zorundayız. Düzenli ve oturmuş bir organ yaşamının, parti faaliyetinin planlanmasını, hedeflerin saptanmasını, güç, imkan ve araçların bu temelde harekete geçirilmesini, sorun, ihtiyaç ve önceliklerin doğru saptanmasını, yürütülen faaliyetin ele alınıp değerlendirilmesini ve gerekli sonuçların çıkarılmasını, yeni görev ve sorumlulukların belirlenmesini sağlayan bir zemin olduğu düşünüldüğünde, parti yaşamındaki kritik önemi daha net anlaşılacaktır.

Dolayısıyla yapılmış somut planlamaların, bu temelde saptanmış görev ve sorumlulukların boşa çıkarılmamasının da biricik güvencesi, işleyişini oturmuş bir organ yaşamıdır. Bu temelde inşa edilen bir faaliyet, önüne çıkan sorun ve engelleri aşabilmeyi başaracak, aynı zamanda devrimci iç yaşamın da güvencesi olacaktır.

 

Sorunları çözmenin en sağlıklı zemini

Organ yaşamı aynı zamanda parti iç yaşamında ortaya çıkan ve devrimci faaliyeti farklı düzeylerde etkileyen ve zaafa uğratan sorunları da doğru ve sağlıklı bir temelde çözmenin zeminidir. Sorunlarını devrimci bir temelde çözmeyi başaramayan bir organ, partinin çizgisinde ve belirlediği hedefler doğrultusunda görev ve sorumluluklarına sahip çıkmayı da başaramaz. Zira ortaya çıkan sorunları devrimci temelde çözmeyi esas almayan, bunun yerine kendini dayatan, küçük-burjuva eğilim ve alışkanlıklarında ısrar edenlerin, partinin misyonuna ve konumuna uygun davranamayacakları açıktır.

Parti faaliyetini örgütlemekle yükümlü organ ve kadroların, partinin belirlediği doğrultuda görev ve sorumluluklarına en sıkı biçimde sarılmaları, sorunları çözme konusunda gerekli çaba ve kararlılığı göstermeleri, parti ve devrim davasına bağlılığının bir gereğidir. Burada aslolan, sorunları devrimci bir tarzda ve partiyi geliştiren bir temelde ele almayı öncelikli bir sorumluluk olarak görebilmektir.

Örgütsel yaşamda ortaya çıkan sorunlar hiçbir biçimde kişiselleştirilmeden, bu sorunların yaşanmasına yol açan tutum ve davranışlar her aşamada gözden geçirilebilmeli, devrimci özeleştirel bir çabayla geride bırakılabilmelidir. Kendi hata ve zaaflarına karşı alınan tutum, her partinin olduğu gibi her kadro ve militanın da ciddiyetinin bir ölçütüdür. Bu noktada doğru bir tutum sergileyemeyenlerin, parti davasını büyütmek konusundaki iddialarının altı boş demektir.

Kuşkusuz burada asıl sorumluluk organa düşmektedir. Zira, yumruk gibi kenetlenmiş bir organ, her türlü zorluk ve sorunun da üstesinden gelecek moral ve politik dayanaklara sahip olabilecektir. Bu da sorunları çözme iradesi ve kararlılığı sergilemeyi, ortak bir davranış çizgisinin tüm parti yaşamına hakim olmasını sağlayacaktır.

 

Faaliyette ayrıntılara hakimiyetin önemi

Örgütçü kadro her türlü ayrıntıya hakim olandır. Bu alanda zayıflık taşıyan bir örgütsel çalışmanın başarı ile planlanması, yönetilmesi, denetlenmesi, yeni görev ve hedefleri belirlemesi pek olası değildir. Faaliyeti planlarken genel ve soyut kalmanın gerisinde ayrıntılara hakim olmamanın yattığını da ifade etmek gerekir. Zira bir faaliyet alanının somut tablosu partinin temel hedef ve yönelimleri üzerinden ayrıntılara dayalı olarak ele alınıp planlanmadan ileriye doğru bir gelişme sağlanamaz.

Düzenli bir organ yaşamı ve işleyişin hakim olduğu koşullarda, faaliyetin her türlü ayrıntısının ele alınıp değerlendirilmesi, eldeki güç ve imkanların, araç ve zeminlerin partinin yönelim, hedef ve öncelikleri temelinde planlanıp harekete geçirilmesi mümkün olacaktır. Zira faaliyete dair her türlü bilgi, imkan, güç, araç ve yöntem bu zeminde somutlanmaktadır.

Ayrıntılara hakim olabilmenin bir yolu da sorunlar, gündemler, ihtiyaçlar, güç ve imkanlar üzerine sürekli kafa yormaktır. Kimi kadro ve militanların bu açılardan bir “düşünsel atalet” içinde olduğu söylenebilir.

Organ toplantılarına önden hazırlanmak, gündemler ve sorunlara dair bir açıklık yaratmak, parti faaliyetini geliştirecek yaratıcı yol, yöntem ve araçları bulmak, eldeki güçleri ve imkanları doğru tanımak ve hedeflere uygun konumlandırmak, yeni güçlerle parti saflarını sürekli beslemek, partinin politik ve örgütsel etkisini sınıf ve emekçi kitleler için yorulmaksızın ve büyük bir enerji ile yaymak...

Tüm bunlar hayata geçirildiği koşullarda, partinin gelişim sürecinde önemli bir eşiğin aşılacağı konusunda kuşku duyulmamalıdır.


Üste