Logo

Yerin yedi kat altına girseler de!.. - Alaattin Karadağ


Yerin yedi kat altına girseler de!..

Parti çalışmasının her alanında ayrım gözetmeksizin bir sıra neferi ruhuyla ve bir profesyonel devrimci bilinci ve deneyimi ile yer alan Alaatin Karadağ yoldaş, son yıllarda Esenyurt’un fabrika bölgeleri ve işçi semtlerinin düzenli olarak illegal parti materyalleri ile donatılmasında etkin rol oynayan parti militanlarından biriydi. Nitekim bu örnek militan tutumunu son olarak da TKİP III. Kongresi’ne ilişkin parti afişlemeler üzerinden gösterdi ve faşist katiller tarafından tam da böyle bir faaliyet esnasında katledildi.

Burada yayınladığımız metin Ekim’de yayınlanmak üzere partiye 20 Ekim 2009 tarihinde ulaşmıştı. Fakat Ekim’in Kasım 2009 tarihli son sayısı (sayı: 260) tümüyle III. Parti Kongresi metinlerine ayrıldığı için öteki bazı yazılar gibi, Alaattin yoldaşın Ekim ayı başında İstanbul’da yapılan emperyalist haydutlar toplantısına ilişkin olarak İstanbul Esenyurt bölgesinde yürütülen faaliyete ilişkin haber metni de yayınlanamadan elimizde kaldı.

Benzer bir faaliyet içinde yalnızca bir ay sonra katledilmesi, yoldaşımızın Ekim ayı pratik faaliyetlerine ilişkin bu haber metnine apayrı bir politik-manevi değer kazandırmaktadır... Okurlarımızın da metni bu gözle değerlendireceğine inanıyoruz ve işçi sınıfının yiğit evladı profesyonel devrimci Nurettin yoldaşımızın anısı önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz...

 ***

Emperyalist haydutlar, yerin yedi kat altında özel olarak inşa edilen toplantı salonunda ve büyük bir polis ordusu korumasında, 1-7 Ekim tarihleri arasında İstanbul’da toplandılar. Savaş örgütlerini ağırlayan sermaye adına ülkeyi yönetenler ise emperyalist-kapitalist düzenin bekası için çalışan emperyalist efendilere saygıda kusur etmediler.

Dünya işçi-emekçileri nazarında sermaye devleti payına utanç verici olan bu durum, Türkiye’deki komünist-devrimci ve ilerici öncü güçleri şahsında politik moral ve kazanımlarla geçti. Yerin yedi kat altında toplanmalarına rağmen emekçilerin militan öfkesinden kurtulamadılar. Verdikleri sosyal mesajın nedeni de esas olarak sokakları kuşatan bu öfkedir. Dünyanın her köşesinde işçi sınıfı ve emekçi halklara karşı işlenmiş sayısız suçla karanlık bir geçmişe sahip olan bu örgütler hak ettikleri biçimde karşılandılar. Yeni bir dünya düzeni kurmak iddiasıyla toplanan emperyalist haydutların zirvesi, sokakları kuşatan protesto gösterilerinin gölgesinde kaldı.

Bizler de kendi yerelimizde işçi-emekçileri bu haydutlara karşı mücadeleye seferber etmek, içlerinde biriken tepkilerini sokaklara akıtmalarına sevk etmek amacıyla yerelimizin belirli merkezi güzergâhlarına yazılamalar gerçekleştirdik. Habib’lerimizin, Ümit’lerimizin yaktığı direniş meşalesi on yıldır bu devrim toprağını aydınlatmaya devam ediyor. Emperyalist haydutların bu zirvesi aynı zamanda 10. Yılını geride bırakan Ulucanlar katliam ve direnişinin yıl dönümüne denk gelmesi dolayısıyla da Ulucanlar gündemli yazılamalarda bulunduk. KAHROLSUN EMPERYALİZM! İMF-DB DEFOL!”, “KAHROLSUN ÜCRETLİ KÖLELİK DÜZENİ!”, “KAHROLSUN EMPERYALİZM YAŞASIN SOSYALİZM!”, “İMF-DB DEFOL!”, “EMPERYALİZM YENİLECEK DİRENEN HALKLAR KAZANACAK”, “YA BARBARLIK YA SOSYALİZM!”, “YAŞASIN ULUCANLAR DİRENİŞİMİZ!”, “DEVRİMCİ İRADE TESLİM ALINAMAZ!” şiarlarından oluşan yazılamalarımızdı bunlar.

Faaliyetimizi Tokat-Yeşilkent mahallelerinin giriş güzergahları, Esenyurt Tabela ve Köyiçi güzergahları, Kıraç Hadımköy yolu ve fabrikalar bölgesi ile Haramidere mahallelerimize taşımış olduk. İstediğimiz yaygınlıkta olmasa da bu faaliyetimiz yerelimizde kendini hissettirdi. Zira bizim cephemizden gündeme dair bizim dışımızda faaliyet yürüten olmadı.

Emperyalistler ve uşakları, kapitalizmi savunma ve ideolojik olarak pazarlama gücü bulamadıkları için kapitalizmden başka bir seçenek olmadığı söylemine sarılıyorlar. İMF-DB şefleri tarafından geleceğe dair çizilen felaket tabloları aynı zamanda bu amaca hizmet ediyor. Dünya işçi ve emekçi halklarının toplumsal yaşamın önünde bir engele, sırtlarında koca bir ur’a dönüşen emperyalist-kapitalist sistemi yıkmak dışında bir seçenekleri olamaz.

Rosa Luxemburg yoldaşın şiarı bugün her zamankinden daha anlamlı, daha yakıcı ve daha günceldir:

“Ya Barbarlık içinde çöküş, ya Sosyalizm!” 

Esenyurt’tan Komünistler

20 Ekim 2009

 

 


Üste