Logo

Kitle çalışması ve örgütlenme sorunu


Kitle çalışması ve örgütlenme sorunu

Partimiz ideolojik bakışının yön verdiği sistematik sınıf yönelimi ile kitle çalışmasının birçok yönü üzerinden bir yetkinliği ifade etmektedir. Gelişim süreci içerisinde anlamlı bir birikim yaratarak bugünün görev ve sorumluluklarına daha ileriden müdahalenin zeminlerini oluşturmuştur. Kitle çalışmasının kapsamına giren tartışmaların bir bölümü bugün partimizin geldiği düzey itibariyle aşılmıştır. Her şeyden önce partimiz, sistematik bir politik faaliyetin, yaygın bir kitle çalışması pratiğinin temsilcisidir. Bulunduğu tüm alanlarda sürekli ve sistemli bir ajitasyon-propaganda faaliyeti yürütmekte, sınıf çalışmasını güçlendirme uğraşı vermektedir. Ortaya konulan pratik anlamlı bir etki alanı yaratmakta, ilgi konusu olmaktadır.

Geride bıraktığımız kampanya süreci üzerinden bakıldığında da bu açıklıkla görülebilmektedir. Ayları bulan bu süreçte sınıfın önemli gündemleri üzerinden çok yönlü bir faaliyet pratiği ortaya konulmuş, belli başlı sanayi havzalarında kurultaylar gerçekleştirilmiş, çeşitli araçların içiçe kullanıldığı etkili bir çalışma örgütlenmiştir. Birçok bakımdan ortaya yeni birikimler çıkartılabilmiştir.

Bu olumlu yönlerine rağmen kitle çalışması pratiğimizin yine de birçok yönüyle tartışılması gerekmektedir. Ortaya çıkarttığı etki düzeyine, yarattığı deneyimlere rağmen kitle çalışmamızın en önemli eksikliği örgütlenme alanındadır. Ortaya koyduğumuz pratiğin etki düzeyi ile örgütlenme arasında büyük bir açı farkı olduğu açıktır. Nesnel koşullar nedeniyle devrimci sınıf pratiği üzerinden örgütlenmenin kimi zorlukları olduğu biliniyor. Genel toplumsal atmosfer geriletici bir rol oynuyor. Fakat bugünün sınırlarında bile yapılabilecekler konusunda bir zorlanma yaşıyoruz. Politik faaliyet kapasitemizle kıyaslanamayacak düzeyde geriden gelen bir örgütlenme pratiğimiz var.

Kitle çalışması pratiğimizde temelde tartışılması gereken yanımızı bu gerçeklik oluşturmaktadır. Tartışmayı doğru zeminde yürütmek, zorlanma alanlarımızı doğru tespit etmek ve müdahaleyi bu zeminde gerçekleştirmek, sorun alanlarımızı aşmak için ilk basamak olacaktır.

Kitle çalışmamızın kapsamı

Kitle çalışması pratiği partimiz işin özünde sınıf çalışmasıdır. Gündelik yaşamdaki pratiğimiz “sınıf eksenli partiye geçiş” yönelimi üzerinden hayat bulmaktadır. Kitle çalışmamızın zorlandığı alan olan örgütlenme de temelde sınıf zemininde güçlenmeyi ifade etmektedir.

Devrimci kitle çalışmasının ekseni, işçi sınıfına sürekli ve sistematik bir müdahaledir. İşçi sınıfının yaşadığı temel sorunlar üzerinden, bağımsız devrimci sınıf tutumunu temsil etmektir. Yaşamın her alanına nüfuz etmiş olan burjuva sınıf egemenliğine karşı mücadelenin pratik ayağıdır. İşçi sınıfını burjuva gericiliği karşısında taraflaştırma çabasıdır. Özünde sınıfı “kendiliğinden bir sınıf” olmaktan çıkartıp “ kendisi için bir sınıf” haline getirebilmek için öznel müdahalemizin toplamıdır. Yanı sıra, devrimci sınıf çizgisinin sınandığı, deneyim kazandığı, örgütlerimizin güçlendiği zemindir.

Gündelik faaliyetimizin temelini oluşturan kitle çalışması pratiğimiz bu kapsam üzerinden düşünülmek, planlanmak ve etkili, inisiyatifli bir pratik çabanın konusu haline getirilmek zorundadır. Politik içeriğinden kullanılacak araçlarına, önüne koyduğu net hedeflerden örgütlenmeye kadar bir bütünlüğü ifade etmesi gerekmektedir. Kitle çalışması özünde sınıf içerisinde örgütlenme pratiği ise, aynı zamanda bu zemin üzerinden örgütsel yapımızı güçlendirme işlevini yerine getirmek zorundadır.

Kitle çalışması ve örgüt diyalektiği!

Etkili bir kitle çalışması ancak bu çalışmanın kapsamını bilince çıkartmış ve bütünlüğünü kavramış örgütsel platformlar üzerinden yürütülebilir. Ancak etkili ve bütünsel olarak hayata geçirilebilen bir kitle çalışması pratiği üzerinden örgütsel gelişim sağlanabilir.

Bu bir yanıyla, çalışmamızı her düzeyde örgütlü bir zemine kavuşturma ihtiyacını yakıcı bir biçimde önümüze çıkartmaktadır. Düzeyi ve kapsamı değişmekle birlikte oluşturulacak örgütsel platformlar üzerinden çevre-çeper güçlerimizi de kapsayan bir hattı önümüze koymamız gerekmektedir. Bu, çalışmamızın örgütlü zeminler üzerinden derlenip toparlanması, insanlarımızın gelişiminin örgütsel zeminler üzerinden gerçekleşmesi demektir. Aynı zamanda kitle çalışması içinde bu örgütlülüklerin giderek tanımlı hale gelmesinin zeminini hazırlamaktır. Güçlü bir kitle çalışması pratiğinin hayat bulmasını sağlayacak örgütsel gelişimin önündeki engelleri kaldırmaya dönük bilinçli bir müdahaledir.

Diğer yanı, kitle çalışması pratiğimizin temel örgütsel birimlerimizin yanı sıra esnek bileşenlerin de katıldığı bütünlükle ele alınabilmesidir. Güçlü örgütsel zeminler kitle çalışması dışında oluşturulamaz. Etkili ve sonuç alıcı bir kitle çalışması pratiği, örgütsel inşa sürecinin temel taşıdır. Ortaya konulan politikalar kitlelere kolektif ve tanımlanmış örgütsel platformlar üzerinden taşınabilir. Belirlenen politik hattın özgün yanlarını öne çıkartan ve sınıf kitleleri ile her düzeyde yüzyüze gelen bir çalışma etkili politik sonuçlar üretebilir. Burada başarının ölçütü örgütsel yapının genişlemesidir.

Kitle çalışması pratiği ile örgütsel gelişimin oluşturduğu bu diyalektik bütünlük her adımda gözetilmek ve temel hareket noktası olmak zorundadır. Bu bütünlüğü asgari düzlemde gözetebilen bir çalışma, yaşamda bir karşılık bulabilir ve gelişim sağlayabilir. Kitle çalışması pratiği özünde örgütlenme çalışması ise, bu partimiz için sınıf içinde güçlenme anlamına gelmektedir. Politik çalışmamızın tartışılıp planlanması süreci, aynı zamanda ve temelde örgütlenme alanında yapılacakların, hedeflerin ve yönelimlerin bilince çıkartılması süreci olarak ele alınmak zorundadır.

Temel eksiklik alanlarımıza yüklenmeliyiz!

Yürüttüğümüz kitle çalışmasında altını çizdiğimiz bütünsellik konusunda belli bir zayıflık yaşıyoruz. Örgütsel darlığımız ve güçlerimizin nitelik olarak zayıflığı üzerinden anlaşılır bir yanı olan bu parçalı tablo, çalışmamızın etkili sonuçlar üretebilmesinin de önüne geçmektedir. Politik kitle faaliyetinin sürekliliği esastır. Bu konuda partimizin asgari bir yeterliliği olduğunu yukarıda belirtmiştik. Ancak, bu sürekli faaliyet temposu, ajitasyon-propaganda, eylem ve örgütlenme bütünlüğünü gözetmek zorundadır. Bunu yeterince başardığımızı söyleyemeyiz. Kitle faaliyetimizin bir parçası olarak ortaya koyduğumuz kimi eylem, etkinlik gibi süreçler bütünlüğünden kopuk olarak ele alınabiliyor ve bir noktadan sonra kitle katılımını artırmaya dönük bir pratiğin ortaya çıkmasına zemin hazırlayabiliyor.

Geride bıraktığımız kampanya süreci bu konudaki eksikliklerimizi görmemiz açısından işlevsel bir yerde durmaktadır. Sınıfın temel gündemleri üzerinden aylara yayılan, bir dizi aracın birbirini beslediği, kampanyanın her evresinde yaratılacak birikimlere yaslanarak müdahalelerde bulunan bir süreç öngörülmüş, tartışmalar ve planlamalar bu doğrultuda gerçekleştirilmişti. Ancak süreç içerisinde kimi zaman her gündem kendi içerisinde ele alınmış, kampanyanın iç bütünlüğünü oluşturmak noktasında sıkıntılı bir tablo ortaya çıkmıştır. Bu da doğal olarak kazanımların sınırlı kalmasına neden olmuştur.

İşçi sınıfının temel gündemlerine dönük sistemli bir ajitasyon-propaganda çalışması yürütüyor, seçimler gibi siyasal gündemler üzerinden işçi sınıfının bağımsız devrimci tutumuyla kitlelerin karşısına çıkıyor, yaygın ve etkili bir çalışmanın konusu yapıyoruz. Ama bu faaliyette örgütlenme ayağındaki zayıflığımızı bir türlü aşamıyoruz. Yarattığımız genel politik etkiyi örgütlenmenin bir ilk basamağına çevirmeyi başaramadığımız koşullarda, sınıf çalışmasında hedeflediğimiz mesafeyi almamız mümkün değil. Faaliyetimiz ne kadar güçlü bir etki yaratmış olursa olsun, örgütlenme ayağındaki bu zayıflık süreçlerin kesintili bir seyir izlemesine neden oluyor. Örgütlenme planında alınan mesafe ile yaratılan birikimi güvence altına almayı başaramayan bir pratik, ortaya konan enerjinin de yeterince güçlü değerlendirilmesinin önüne geçiyor. Faaliyetimizin güçlenmesinin önündeki en önemli engellerden birisini bu alandaki zayıflığımız oluşturuyor. Faaliyetimizin her ileri adımında kitlelerin örgütlenmesine dönük somut araçlar yaratılmak zorundadır. Kitle çalışmasının birikimlerinin güvenceye alınacağı alan budur.

Propaganda-ajitasyon faaliyetimiz, yaratılan etkinin kazanımlarını toparlayabilecek, bu etkiyi giderek örgütlü zeminlere çekmeye çalışacak örgütlenme faaliyetiyle tamamlanmak zorundadır. Bu, yaratılacak etkinin düzeyine ve kurulan bağın niteliğine göre oluşturulacak esnek örgütlerin yakıcılığını ortaya koymaktadır. Kitlelerin kendilerini ifade edebilecekleri ve faaliyetin bir parçası hissedebilecekleri bir zemin olarak tanımlanabilecek bu araçlar, çalışma yürütülen alanın özgünlüğü üzerinden şekillenecektir. Bu bir fabrikada tartışma ekibi, okur grubu, eğitim grubu, çalışma grubu olabilir; kültür kurumları üzerinden oluşturulan atölye çalışmaları olarak hayat bulabilir, vb...

Yerel örgütlerimiz, kitle çalışmamızın yarattığı birikimleri güvenceye almanın yolunun her düzeyde örgütlenme pratiğini esas alan bir çalışmadan geçtiği bilinciyle hareket etmelidirler.


Üste