Logo

Sendikal bürokrasiye karşı mücadele görevleri


Sendikal bürokrasiye karşı mücadele görevleri

Sendikal bürokrasi burjuvazinin sınıf hareketini etkisizleştirip kontrol altına almadaki tek aracı değildir kuşkusuz. Fakat bugünün sınıf hareketi gerçekliği gözönünde tutulduğunda, sendikalar işçi sınıfının hala da en somut mevzileri durumundadır. Sendikal bürokrasi, bu mevzilerin mücadelenin ihtiyaçları doğrultusunda kullanılmasının önünde temel bir engel oluşturuyor. Sendikal bürokrasiye karşı etkin bir savaşım içermeyen bir hattın sınıf hareketini içinde bulunduğu cendereden çıkarıp devrimci bir mecraya akıtma şansı neredeyse bulunmuyor. Bugün süregiden her bir hak alma mücadelesi ve direniş bu kast tarafından ya doğrudan boğuluyor ya da dolaylı olarak etkisizleştiriliyor. Her bir olayda yeniden doğrulanan bu durum dahi sendikal bürokrasiye karşı etkin ve sürekli bir mücadelenin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaya yeterlidir.

Sendikal bürokrasi gerici siyasal bir odaktır

Sık sık ifade ettiğimiz gibi, sendikal bürokrasiye karşı mücadele sadece, bu kastın işçi sınıfının gündelik hak alma mücadelesinde, iktisadi ve sendikal eyleminde oynadığı uğursuz ve boğucu role karşı mücadele ile sınırlanamaz. Sendikal bürokrasi, işçi sınıfını düzen adına kontrol altında tutan gerici siyasal bir odaktır. Sahip olduğu ayrıcalıklardan kaynaklı olarak mevcut düzenin şu veya bu biçimde sürmesinden yanadır. Bunu tehdit eden her türlü gelişme ve atılımın, düzenin diğer temel gerici kurumları kadar azılı düşmanıdır.

Sendikal bürokrasi yalnızca işçi hareketinin iktisadi temeldeki hak alma mücadelesini baltalayıp eritmiyor, aynı zamanda onu burjuva politikalar etrafında saflaştırarak politik bilincinin gelişmesini de engelliyor. Düzen karşıtı kitlesel bir toplumsal hareketliliğin bulunmadığı ve işçi sınıfının mücadelesinin iktisadi sendikal çerçeveyi aşamadığı bugünkü şartlarda yeterice hissedilir olmayan bu olguyu gözden kaçırmamak, sendikal bürokrasiye karşı ilkeli bir tutum alabilmenin birinci koşuludur. Bu olguyu gözden kaçıranların sendikal bürokrasinin manevralarına sık sık aldanmaları, onu ülkedeki demokrasi mücadelesinin hatta devrimci mücadelenin bir parçası ilan etmeleri ya da büyüyüp gelişen kitlesel bir hareketin onu da önüne katacağını sanmaları, tam da bu alandaki gerçeği görmeme ısrarından kaynaklanıyor. Sendikal bürokrasi işçi hareketi içinde yaratılmış bir düzen aygıtıdır. Ve düzen sınırlarını şu veya bu biçimde aşan genel veya tekil, siyasi veya iktisadi her türlü mücadelenin yeminli düşmanıdır. Bu gerici odağa karşı genelde bir politik mücadele geliştirmek, onu özel olarak devrimci propagandanın hedefi haline getirmek, her olay vesilesiyle gerici yanını teşhir etmek temel bir politik görevdir.

Bürokrasi sorunu sadece politik çizgi sorunu değildir

Sendikal bürokrasi sadece işbirlikçi ya da ihanetçi, uzlaşmacı veya mücadele kaçkını bir politik çizgi değildir. Tüm bu anlayışlara da yön veren bir maddi zemin vardır. Tüzük işleyişi ve temayüller üzerinden güvence altına alınan ve düzen tarafından bahşedilmiş olan maddi -manevi ayrıcalıklar bu maddi zeminin kendisidir. İşyeri temsilcilerine kadar yayılmaya çalışılan bu zemin, ihanetçi-işbirlikçisinden uzlaşmacısına, hatta kimi devrimci-demokratına kadar geniş bir yelpazeyi aynı çark içerisinde birleştirebilmektedir. Bu zemin kurutulmadan sendikal bürokrasinin beli bükülemez. Ve kendi içinde iddiası ne olursa olsun, bu zemini reddemeyen hiçbir anlayış bürokratik çarkın dışına çıkamaz.

Sendikal bürokrasi katmanları olan ve
farklı politik anlayışları barındıran bir kasttır

Sendikal bürokrasi denildiğinde homojen bir yapı algılaması karşılaşılan bir durumdur. Böyle olunca da, bürokrasiye karşı mücadeleyi kastın başını tutan meslekten sendikacı kişilere karşı mücadeleye indirgemek kolaylaşmaktadır. Oysa, kendi içerisinde bir takım katmanlara bölünmüş olsa da, farklı politik çizgileri barındırsa da, sonuçta sözkonusu olan bir sistemdir.

Diğer gerici düzen kurumlarına göre sendikal bürokrasinin özgünlüğü, kendini sınıf hareketinin bir parçası olarak konumlandırmış olmasıdır. Tamamen profesyonel olarak iliştirilmiş olanları bir yana koyarsak, bu kastın üst omurgası işçi hareketi içinden çıkmış ve bir takım ayrıcalıklar uğruna kendini burjuvaziye satmış hainlerden oluşur. Bürokratik kastın tepesine çöreklenmiş işbirlikçi-ihanetçi çizgi aşağı kademelere doğru gittikçe belli ölçülerde etkisizleşmekte, yer yer orta kademelerde uzlaşmacı, alt kademelerde ise daha mücadeleci biçimler kazanabilmektedir.

Bu farklılıklarının sınıf mücadelesinin gündelik pratiği içinde kuşkusuz bir anlamı vardır. Özellikle de kendilerini farklı politik çizgiler olarak ortaya koyabildikleri durumlarda. Ancak bu sadece gündelik mücadelenin o anına ilişkin bir durumdur. Bürokratik sistem kendini sürekli en alt kademelere kadar yaymaya çalışan bir bütündür. İşleyiş, tüzük, temayüller kademesine göre farklılıklar taşısa da, sağlanan ayrıcalıklar bürokrasinin maddi temelidir. Bu yüzden, işbirlikçisinden uzlaşmacısına ve “çağdaş”ına, hatta devrimci demokratına kadar uzanan geniş bir yelpazede konumlananların, sendikal anlayış ve tutumları pratik olarak birbirinden çok az farklılaşabilmektedir. Üst kademede yer alan “şefler”e göre alt kademede konumlanmış “memurlar”ın sınıf kitlelerinin istem ve taleplerinden baskın olarak etkilenmeleri son kertede bu gerçeği değiştirmemekte, kendini devrimci demokrat sayanlar dahi aynı sendikal anlayışın “daha mücadeleci öğeleri” olmaktan kurtulamamaktadır.

Sendikal bürokrasinin panzehiri sendikal demokrasidir

 Sendikalar tabanın söz ve karar sahibi olduğu demokratik bir işleyişe kavuşturulmadan bürokrasi belasından kurtulunamaz. Her türlü maddi ayrıcalığın ortadan kaldırılması, zorunlu istisnalar dışında profesyonelliğin yasaklanması, yönetim birimlerinin görevinin icra organı olmakla sınırlandırılması, karar alma süreçlerinin tabana yayılacağı mekanizmaların oluşturulması, geri çağırma hakkının tabana tanınması ve benzeri tedbirlerle ayrıcalıklar ortadan kaldırılmadan bürokrasinin zemini kurutulamaz.

Bürokratik sendikal anlayışın teşhirinin ve demokratik sendikal anlayışın alternatif olarak propagandasının en etkin bir biçimde yapılmasının önemi hiçbir şekilde yadsınamaz olsa da, böyle bir programın sendikalara hakim kılınabilmesi esas yolu sınıfın tabandan yükselen mücadelesidir. Bu mücadelenin önündeki en büyük engellerden birinin sendikal bürokrasi olduğu koşullarda, burada kazanılacak her bir başarı aynı zamanda bürokratik yapılanmada açılacak bir delik demektir. Bu durumda sınıf devrimcileri, bir yandan bürokrasinin en etkin teşhirini gerçekleştirirken öte yandan taban görgütlenmelerine dayalı olarak sendikal mücadeleyi büyütmek ve sendikal örgütlenmeyi yayıp güçlendirmek görevi ile karşı karşıyadır.

İçerden mevziler yaratmak

Bu söylenenler, yönetim kademeleri dahil olmak üzere içerden bir takım mevzileri sendikal bürokrasiden geri almayı önemsizleştirmek bir yana, tersine daha önemli hale getirmektedir. Geri alınacak olan bu mevziler hem sendikal bürokrasinin sınıf hareketinde yarattığı tahribatı gücü oranında sınırlayacak, hem de kendine sendikal demokrasi programını bayrak edindiği ölçüde, tabana dayalı bir sendikacılığın nasıl gerçekleştirilebileceğinin somut örnekleri olacaklardır.

Çarkın gücü ve sınıf hareketinin mevcut geri tablosu düşünüldüğünde, özel yönelimlere girilmeden buralarda anlamlı mevziler tutabilmek oldukça zordur. Kuşkusuz ki sendikalarda devrimci mevziler yaratmak sadece sendikal bürokrasiye karşı mücadelenin görevleri kapsamında ele alınamaz. Daha önemlisi, sınıf hareketinin tıkanmış mücadele kanallarına müdahale açısından bu tür mevziler hayati bir ihtiyaçtır.


Üste