Logo

Yerleşik alışkanlıkları aşma sorunu


Yerleşik alışkanlıkları aşma sorunu

Partinin son dönem değerlendirmelerinde, insanlığın yeni bir bunalımlar, savaşlar ve devrimler dönemine girmiş bulunduğu saptanmaktadır. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de süreç bu yönde akıyor. Son birkaç yılda dünyanın farklı bölgelerinde yaşanan halk isyanları, işgaller, genel grevler ve militan kitlesel direnişler, partinin bu yöndeki saptamasını kanıtlar niteliktedir.

Böylesine önemli bir dönemde her ciddi devrimci partinin, siyasal faaliyeti, örgütlenmeyi ve mücadeleyi bu dönemin ihtiyaçlarını gözeterek planlaması kaçınılmazdır. Devrimci iddia konusundaki ciddiyet ve samimiyet, toplam devrimci siyasal çalışmanın girilmiş bulunan isyanlar ve devrimler dönemine hazırlık ekseninde ele alınmasını zorunlu kılar. Nitekim III. Kongre’den beri partimiz, sürecin “devrime doğru” aktığını saptıyor, “Parti, sınıf, devrim!” şiarını yükselterek “devrime hazırlanma”nın önemine vurgu yapıyor.

İçine girdiğimiz dönemin kritik önemde olması, buna karşın Türkiye sol hareketinin verili koşullardaki iç açıcı olmayan tablosu, partinin sorumluluğunu bir hayli ağırlaştırıyor. Dönemin yüklediği sorumlukların üstesinden gelebilmesi için ise partinin, sınıfla organik birleşme sürecini hızlandırması, buna dayalı olarak öncelikli yüklenme alanlarında mesafe kat etmesi gerekiyor. Partinin bu dönemde tarihsel misyonunu oynaması, Türkiye devrimi için olduğu kadar, bölgesel gelişmelerin toplamı açısından da hayati bir önem taşıyor.

Önünde atlanması gereken eşikler olduğu gibi, partinin hem nitel hem nicel açıdan güçlendirilmesi, yeni döneme hazırlığın temel koşullarından biridir. Sınıf ve kitle hareketinin verili seyri göz önüne alındığında, partinin derinleşme alanında olduğu kadar genişleme alanında da mesafe katetmesi, diğer şeylerin yanısıra, çalışma tarzının yeni bir düzeyde ele alınıp hayata geçirilmesiyle de yakından bağlantılıdır.

Bu sorunun kapsamı geniş olmakla birlikte, buradaki vurgumuz, çalışma tarzındaki yerleşik alışkanlıkların aşılmasının önemi ve bu konudaki zorlanmalara dair olacaktır.

***

Son dönem metinlerinde sık sık vurgulandığı gibi, parti, “politik önderliğe dayalı çalışma tarzı” düzeyini yakalamayı “çözücü halka” olarak saptamıştır. Üst platformlardan yerel örgütlere kadar tüm komitelerin önüne bu hedef konulmuştur. İki yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen, bu alanda katedilen mesafenin sınırlı olması, çalışma tarzında köklü değişiklikler yapmanın kolay olmadığı, farklı nedenlerden kaynaklansa da, bu hedefi ulaşabilmenin güçlü bir iradi müdahaleyi ve belli bir zamana yayılacak yoğun bir çabayı zorunlu kıldığı görülmektedir.

Tarzın değiştirilmesi noktasında belli zorlanmaların yaşanması, partinin önüne konulan hedefin isabetli ve ona ulaşmanın mümkün ve zorunlu olduğu gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Zira her ciddi devrimci parti, çözebileceği sorunları gündemine alır.

Sınıflar mücadelesinin seyrinde görülen belirgin değişiklikler veya genel süreçlerde ortaya çıkan eğilimler, çalışma tarzında değişiklikleri de zorunlu kılar. Bu çerçevede ele alındığında, eski tarz ile isyanlar ve devrimler döneminin yüklediği devasa sorumlulukların üstesinden gelmek mümkün değildir. Diğer bir ifadeyle, politik önderliğe dayalı çalışma tarzının “çözücü halka” olarak saptanması salt partinin dönemsel ihtiyaçlarından kaynaklanmıyor; yanısıra, “devrime hazırlanma” iddiasının yüklediği sorumlulukların üstesinden gelebilmek de yeni bir tarzı zorunlu kılıyor.  

***

Nesnel planda bazı zorluklar olsa da, partinin üstlendiği tarihsel misyon gereği “yeni dönemin yeni tarzı”nı inşa etmek yönünde somut adımlar atmak zorunludur.

Verili koşullarda esaslı bir tarz değişikliğine gitmek, şimdiden bu yönde somut adımlar atmak, politik öngörü ve devrimci iradenin sonucu olabilir ancak. Politik öngörü ve devrimci iradeye yaptığımız vurgu, sorunun öznel boyutuyla ilgilidir. Nesnel açıdan bakıldığında ise, yeni tarzı oturtmanın koşullarının mevcut olduğunu vurgulamak gerekiyor. Bunu başarmak parti için önemi bir eşiğin atlanması anlamına gelecektir. Elbette eşik atlamak, yerleşik alışkanlıkları aşıp daha ileri bir düzeye sıçramak belli bir zamana yayılan, yoğun emek harcamayı gerektiren, bir yönüyle de sancılı bir süreçtir.

***

Belli bir döneme damgasını vurmuş bir tarzın yarattığı yerleşik alışkanlıkların olması kaçınılmazdır. Eğer bu uzun bir döneme yayılmışsa, değiştirilmesi kolay olmayan belli kalıplar yaratmış olma ihtimali yüksektir.  Kişi veya kollektiflerin kimi zaman sınırlarını aşmakta güçlük çekmeleri, bazı durumlarda faaliyetin gerektirdiği hızlı müdahale noktasında zorlanmaları, beklenmedik anda karşılarına çıkan olanakları değerlendirememeleri veya hesapta olmayan sorunlarla karşılaştıklarında şaşkınlık yaşamaları, vb... Tüm bunların yerleşik davranış kalıplarının dışına çıkma noktasında yaşanan zorlanmalarla doğrudan bağlantıları vardır. Olanla yetinmek, olası olanın farkına varamamak ya da farkına varılsa bile olası olanı gerçeğe dönüştürme noktasında yaşanan zorlanmalar da, sözünü ettiğimiz yerleşik davranış kalıplarıyla ilgilidir.

Belli bir döneme yayılan çalışma tarzının bazı yerleşik kalıplar yaratması anlaşılır bir durumdur. Ancak bir olgunun anlaşılır olması ile olağan karşılanması farklı şeylerdir. Sınıf devrimcileri şu veya bu sebepten dolayı alışkanlıkların oluşmasını anlar; bununla birlikte, söz konusu davranış kalıplarının, partinin gündemindeki yeni bir tarza geçişin önünde bir engel teşkil ettiklerini, dolayısıyla bu engelleri aşmak sorumluluğuyla karşı karşıya olduklarını da bir an bile akıldan çıkaramazlar. 

“Yeni dönemin yeni çalışma tarzı”nı oturtma noktasında yaşanan zorlanmalar veya bu yönde katedilen mesafenin istenen düzeyde olmaması, elbette salt yerleşik alışkanlıkların gücüyle izah edilemez. Her olay veya sorunda olduğu gibi, elbette bunun da farklı nedenleri vardır. Buna karşın belli davranış kalıplarının aşılmasında yaşanan zorlanmanın, yeni tarzı oturtma önündeki önemli engellerden biri olduğu da bir gerçektir. Diğer şeylerin yanısıra, mesele bu açıdan da irdelenmeli, alışkanlıkların gücüyle mücadele toplam devrimci faaliyetin bir parçası olarak ele alınmalıdır.

Hedefler net, izlenecek hat açık olduktan sonra, ötesi bu yönde kararlı adımlarla ilerlemektir.

6 Mayıs 2012 / MD

 


Üste