Sınıf eksenli partiye geçiş
ve semtlerde çalışma
Küçük-burjuva halkçı devrimciliğin eleştirilip aşılması üzerinden gelişip şekillenen partimiz, siyasal mücadele sahnesine çıktığı andan itibaren sınıf devrimciliğinde ısrar etti, bu çizgi doğrultusunda sınıf hareketine etkin müdahalede bulunabilmek ve partiyi sınıf içinde var edebilmek çabasına yoğunlaştı. Gelinen yerde çeşitli öznel ve nesnel nedenlerle sınıf içindeki güç ve etkisi açısından hala sınırlılıklar taşısa da, bu yönelimdeki ısrar ve kararlılığını korumakta, III. Kongre’de saptanan “sınıf eksenli partiye geçiş” şiarı ile sınıf içinde kuvvet olabilmek doğrultusunda adımlarını yoğunlaştırmaktadır.
Gelinen aşamada partinin tüm siyasal faaliyeti sınıf zemininde örgütlenmekte, güç ve imkanlarının onda dokuzu sınıf çalışmasında konumlandırılmaktadır. Bugün partinin önündeki en öncelikli görev ise, sınıfla etle tırnak gibi bütünleşebilmek, böylece sınıf içinden çıkan kadrolarla güçlenebilmektir.
Kuşkusuz ki toplum ölçeğinde politik bir kuvvet olması gereken parti, diğer emekçilerin ve ezilen kesimlerin de sınıfın mücadelesinin parçası haline gelmesi için çaba harcamakta, bu bakışaçısıyla gençlik, kamu emekçileri, mühendisler, emekçi semtleri vb. alanlarda da siyasal faaliyet yürütmektedir. Ancak bu, yürütülen çalışmaların yüzünün sınınf çalışmasına dönük olması gerektiği gerçeğini değiştirmemektedir.
Semtlerde çalışma sınıf çalışmasına tabi olmalıdır!
Gazi direnişi ve ardından '96 1 Mayıs’ı ile birlikte geleneksel sol hareket bir kez daha semtlere yöneldi. Gazi direnişinin kitlesel militan karakteri, zaten sınıf hareketinden uzak olan halkçı akımların özellikle belli emekçi semtlerinde kümelenmesine yolaçtı. Bu süreçte bir dönem için belli bir etki alanı yaratabildiler, belli güçler kazanabildiler. Ancak bir süre sonra semtler bu akımları tüketmeye, bu alanlara egemen yoz atmosfer bizzat kendi güçlerini de esir almaya başladı. Bu gerçeklik bizzat kendi belgelerine yansıdı.
Komünistler, Gazi direnişinin kitleleri sarsan olumlu etkisine rağmen, stratejik bakışlarından ödün vermediler, varoşlara yönelen cereyana kapılmadılar. Yükselen semt hareketliliğinin gelip geçici olduğu, bu yönelimin nasıl bir savrulmaya yol açacağı konusunda açık bir bilinçle hareket ettiler. Yaşanan süreç bunun doğruluğunu tüm açıklığıyla ortaya koymuş bulunuyor.
Komünistler, siyasal çalışmada sınıf zeminini esas almakla birlikte emekçi semtlerinde de etkin bir çalışma yürüttüler. Ancak, kendi ekseninde, kendi gündemleriyle yürütülen bir semt çalışmasının karşısında durdular. Semtin bozucu etkilerine, kendi zeminine çeken çalışma tarzı tehlikesine sürekli işaret ettiler, bu konuda ortaya çıkan zayıflıklara zamanında müdahale ettiler. Özellikle III. Kongre’yle birlikte tüm çalışma alanları bu açıdan bir kez daha ele alındı. Bugün gelinen yerde semt çalışmalarında bu yönde belirgin bir zaafiyet yaşanmamakla birlikte, kimi çalışma alanlarımızda yürütülen semt faaliyetinin yine de gözden geçirilmesi, sınıf çalışmasına tabi hale getirilmesi, hedef ve yönelimleri açısından daha net belirlemeler yapılması ihtiyacı kuşkusuz ki vardır.
Bugün sorunumuz, işçi-emekçi semtlerindeki siyasal çalışmanın başarılı bir biçimde sınıf çalışmamızın ihtiyaçları ekseninde örgütlenebilmesidir. Tüm çalışmanın sınıf çalışmasına tabi olması, faaliyetin sınıfın sorun ve gündemleri ekseninde ve sınıf çalışmasının organik uzantısı olarak ele alınabilmesidir. Sınıf eksenli çalışmamızın çok yönlü olarak güçlendirilmesi bakışı, kavrayışı ve planlaması içerisinde hareket edilebilmesidir.
Kendi içinde bir semt çalışmasının sınırlıkları ve darlıkları yeterince açıktır. Üretim alanlarından kopuk olması, somut olarak sermaye ile karşı karşıya gelişin yaşanmaması, yaşam alanı olması vb. nedenlerden kaynaklıdır bu. Ayrıca geleneksel sol hareketin çalışma tarzının tüm alışkanlıkları ve bozucu etkileri de yürütülen çalışmayı zorlaştıran etmenlerden biridir.
Semtlerde sınıf eksenli bir çalışma yürütmek, öncelikli olarak, semtin kendi dar gündemlerinin değil, sınıfın gündemlerinin işçi ve emekçilerin yaşam alanları olan semtlere taşınması anlamına gelmektedir. Siyasal sınıf çalışmasının gündemlerini (bugün için asgari ücret, metal TİS'leri, sermayenin diğer kapsamlı saldırıları, torba yasası vb.) emekçilere taşımak, bu temelde fabrika ilişkilerini açığa çıkarmak, sağlanan temaslar üzerinden farklı işyerleri ve fabrikalara ulaşmaktan bahsediyoruz.
Öte yandan, sektörel çalışmaların yakın semtlerde yürütülecek çalışma ile ilişkisini kurmak, bu çalışmayı yaşam alanlarından sağlanacak bağlar ile güçlendirmek olanaklıdır. Tersane işçilerinin yoğun olarak yaşadığı semtlere tersane işçilerinin gündemlerini taşıyarak tersane çalışmasını güçlendirmek, ya da bir alanda hedef olarak belirlenen bir sektörde çalışan işçilerin yoğun olarak yaşadığı semtlere yönelmek üzerinden işçilerle ilişkiler kurmak olanaklıdır. Ancak döne döne vurgulamak istediğimiz, tüm faaliyetin sınıf çalışmasının ihtiyaçlarına, gündemlerine vb. göre şekillenmesi gerektiğidir.
Yine, çalışma yürüttüğümüz alanda kurumlarımız ya da içinde faaliyet yürütüğümüz kitle örgütleri var ise, yaklaşımımız aynı temelde olmalıdır. Ağırlıklı olarak sınıfın gündemleri faaliyetin temel konusu yapılmalı, işçi komisyonları vb. özel örgütlülüklerle bu alanda yoğunlaşmanın zeminleri yaratılmalıdır. Semt çalışmasını sınıf çalışmasına tabi bir bakışla ele aldığımızda, hem sınıf ile bağların, müdahale zeminlerinin güçlenmesi sağlanacak, hem de söz konusu semtlerde yürütülen siyasal faaliyetin kısırlığını aşmak olanaklı olacaktır.
Özellikle sol siyasal güçlerin çalışma yürüttüğü alanlarda semtin kendi gündemleri (yozlaşma, uyuşturucu, ulaşım, anti-faşist mücadele vb.) öne çıkabilmektedir. Elbette bu gündemlere ilgisiz kalamayız. Bu gündemlere kendi sınırları içerisinde gereken ilgiyi gösterilebilmeli, fakat bu hiç bir biçimde çalışmamızın temel yöneliminde bir dikkat kaymasına yol açmamalı, onu güçlendirecek bir tarzda ele alınabilmelidir.
Semtlerde özel yüklenme alanı: Liseler
Lise çalışması partinin temel çalışma alanlarından biri olarak tanımlanmaktadır. Liselilerin hem taşıdığı devrimci potansiyel, hem de sınıf çalışmasının rezervleri olması açısından, bu çalışmanın taşıdığı öneme parti basınında sıklıkla işaret edilmektedir. Bölge çalışmalarının bu alana yönelik özel bir yoğunlaşma içine girmeleri gerektiği üzerinde döne döne durulmaktadır.
Geçtiğimiz dönem adımları atılan liseli birlikleri, liselilerin devrimci duyarlılığına seslenebilen devrimci ajitasyon-propaganda, devrimci eylem ve örgütlenmenin bir aracı olarak gündeme getirilmiş bulunmaktadır. Ancak, bu alandaki çalışmanın önemine ilişkin tüm vurgular ve eleştirilere rağmen, bu alanda halihazırda alınan mesafenin sınırlılığı bir gerçektir.
Bugün tüm çalışma alanlarında, başta meslek liseleri olmak üzere hedeflenmiş liselere dönük faaliyetin yanı sıra liseli gençlerin yaşam alanlarından da kuşatılması bir ihtiyaçtır: “Öncelikle ve özellikle işçi ve emekçi çocuklarının okudukları liseler, bulundukları yereldeki toplumsal yaşamın doğrudan bir parçasıdırlar. Bu bakımdan, özellikle taşra kentlere doğru gidildikçe, kendine özgü bir yaşam alanı oluşturan üniversitelerden oldukça farklı bir konuma sahiptirler. Bir liselinin okulunun hemen dışı, aynı zamanda onun kimliğini ve kişiliğini bulduğu, olduğu kadarıyla özgüvenine kaynaklık eden doğal çevresidir. Mahalle ya da semtinde yaşanan her gelişme liseliyi de etkilemekte, ister istemez doğrudan ilgi alanına girmektedir...” (Liseli Gençlik Çalışmasının Sorunları, Ekim, Sayı:264, Mart 2010)
Liseli gençlerin devrimci duyarlılığından bahsettiğimiz yerde, özellikle devrimci geçmişe sahip emekçi semtlerinde yaşayan liselilere daha etkili devrimci müdahalelerde bulunabilmek, onları devrimci politikalarla kazanabilmek de öncelikli hedeflerimizden biri olmalıdır.
"Sınıf eksenli parti!” şiarını güçlendirmek için!
III. Kongre’si ile birlikte partimiz yeni bir aşamaya geçmiştir. Devrimci örgütün güçlendirilmesi vurgusunun yanısıra, sınıf zeminin güçlendirilmesi ve partinin tümüyle sınıf zeminine oturması bir şiar olmaktan çıkartılarak artık gerçekliğe dönüştürülmelidir. Bu açıdan her çalışma alanı eksiklik ve zayıflıklarının üzerine gitmeli, yürütülen faaliyet her açıdan sınıf temelini güçlendirecek bir bakış ve kavrayışla ele alınmalı, semt pratiğimiz de bu gözle irdelenebilmeli ve gereken müdahaleler yapılabilmelidir.