10. Yılını kutlayan Türkiye Komünist İşçi Partisi’nden işçi sınıfına, emekçilere, tüm ezilenlere ve sömürülenlere!..
Sınıflara ve sömürüye dayalı bir toplumda yaşıyoruz!
Sınıflardan oluşan ve sömürüye dayanan bir toplumda yaşıyoruz. Toplumumuz çıkarları birbirine taban tabana zıt iki temel sosyal kamptan oluşuyor. Bir tarafta bir avuç asalaktan oluşan sömürücüler kampı, öte tarafta toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan emekçiler kampı. Ezenlerden ve ezilenlerden, sömürenlerden ve sömürülenlerden oluşan bu iki ayrı dünyayı, toplumun iki temel sınıfı temsil ediyor. Sömürücü asalakların temsilcisi olarak sermaye sınıfı ve emekçi yığınların temsilcisi olarak işçi sınıfı.
Kapitalist mülkiyet ve zenginlik tekeli sömürünün temelidir!
Kapitalist temellere dayalı toplumumuzda üretim aygıtı ve birikmiş zenginliklerin ezici bir bölümü sermaye sınıfının elindedir. Tüm fabrikalar, büyük işletmeler, bankalar, sigorta şirketleri, bütün bir iletişim ve ulaşım ağı, büyük araziler ve tarım çiftlikler, sırtını uluslararası sermayeye dayamış bir avuç işbirlikçi asalağın mülkiyetindedir. İşçi sınıfı ve emekçiler ise çalışarak yarattıkları muazzam zenginliklere rağmen yokluk ve yoksunluk içinde yaşamaktadırlar. Emekçilere yaşamı zindan eden sistemli sömürü çarkının temelinde kapitalist mülkiyet tekeli var. Sermaye haramilerinin saltanatı ve sefahatı buna dayanmaktadır.
Kapitalist devlet sermaye sınıfının elinde ve hizmetindedir!
Sermaye sınıfı yalnızca ekonomik ve mali gücü değil siyasal gücü de elinde tutmaktadır. Mevcut kapitalist devlet bu sınıfın devletidir. Herşeyi ile onun elinde, tüm mekanizması ile onun hizmetindedir. Ordu, polis, bürokrasi, parlamento, hükümet, mahkemeler, hapisaneler, tümü bir arada bu sınıfın zor ve baskı aygıtını oluşturmakta, ezilenlere ve emekçilere karşı kullanılmaktadır. Kapitalist devlet sömürünün ve zulmün birleşik saltanatını temsil etmekte, ona hizmet etmekte, onu korumakta ve kollamaktadır.
Kurtuluşun yolu sınıflara ve sömürüye dayalı toplum düzenini yıkmaktan geçer!
Kölece koşullar altında çalıştırılıp sefalete mahkum edilen işçilerin ve emekçilerin kurtuluşu, kurulu düzeni yıkmaktan geçmektedir. Sermaye sınıfının iktidar tekeli parçalanmalı, iktidar her düzeyde işçilerin ve emekçilerin eline geçmelidir. Bu, devrim demektir! Sermaye sınıfının mülkiyet tekeli parçalanmalı, üretim araçları ve birikmiş zenginlikler tüm toplumun ortak mülkiyeti haline getirilmelidir. Bu, sosyalizm demektir! Sınıfları ve sömürüyü yoketmenin, insanın insan tarafından sömürülüp ezilmediği bir topluma ulaşabilmenin, halklar arasında özgürlüğe ve eşitliğe dayalı kardeşçe ilişkiler kurabilmenin yolu buradan geçmektedir. Kurtuluş devrimde, çözüm sosyalizmdedir!
Sınıfların ve sömürünün olduğu yerde sınıf mücadeleleri kaçınılmazdır!
Sınıfların, dolayısıyla sömürünün, dolayısıyla büyük sosyal eşitsizliklerin, dolayısıyla baskının ve zulmün olduğu bir toplumda, kaçınılmaz olarak sınıf mücadelesi de olur ve kesintisiz biçimde sürer. Bu mücadele toplumumuzda da var. Dün de vardı, yarın da olacaktır. Ta ki sınıflara ve sömürüye, baskıya ve eşitsizliklere dayalı toplum düzeni ilelebet alt edilene kadar...
Sermaye sınıfı her düzeyde örgütlüyken emekçiler örgütsüzdür!
Bu mücadelede halen sermaye sınıfı güçlüdür ve üstün konumdadır. Çünkü egemen sınıf olarak o, kendi çıkarları konusunda son derece bilinçlidir ve her düzeyde örgütlüdür. Devlet iktidarından düzen partilerine ve TÜSİAD/MÜSİAD türü örgütlere kadar. İşçi sınıfı ve emekçiler ise kendi gerçek çıkarları konusunda bilinçsiz, örgütsüz ve dağınık durumdadırlar. İşçilerin halen tek kitlesel sınıf örgütü sendikalardır. Onlar da büyük bölümüyle burjuvazinin denetimindedirler. Sermaye sınıfının gücü aynı zamanda buradan, işçilerin ve emekçilerin örgütsüzlüğünden gelmektedir.
İşçi sınıfının gücü, birliği ve örgütlenmesinde yatar!
Emekçilerin öncüsü olarak işçi sınıfının en büyük silahı, birliği ve örgütlülüğüdür. Sınıf bilincine dayalı bu birlik ve örgütlülük, sermaye sınıfı karşısında etkin bir güç olabilmenin olmazsa olmaz koşuludur. Sömürü ve zulüm çarkının işleyişini bozmanın, giderek de kırıp atmanın yolu buradan geçer. Burjuvazi bunu çok iyi bildiği içindir ki, kitlelerin örgütlü birliğini her zaman baş hedef olarak seçmiştir. Örgütlü burjuvazi, örgütsüz yığınlar ister.
Devrimci sınıf partisi temel önemdedir!
Her düzeyde örgütlü sermaye sınıfı karşısında işçi sınıfı da her düzeyde örgütlü olmak zorundadır. Fabrika komitelerinden sendikalara ve her türden öteki sınıf örgütüne kadar. Fakat işçi sınıfı örgütlenmesinin en temel ve belirleyici düzeyi parti örgütlenmesidir. İşçi sınıfının devrimci partisi onun örgütlenmesinin en ileri ve üst biçimidir. İşçi sınıfı bilimiyle donanmış ve en sağlam biçimde örgütlenmiş böyle bir parti, işçi sınıfının her günkü mücadelesine önderlik etmekle kalmaz, onun temel çıkarlarını ve uzun vadeli hedeflerini de en iyi biçimde temsil eder. Sınıf hareketiyle sağlam bağlar kurmuş, onun en bilinçli, militan ve fedakar üyeleriyle saflarını oluşturmuş böyle bir parti, sermayeye karşı zorlu mücadesinde işçi sınıfının en güçlü silahıdır. Böyle bir parti önderliğinde kenetlenmiş bir işçi sınıfı, toplumun tüm öteki ezilen ve sömürülen katmanlarını da ardından sürüklemeyi başarabilir ve böylece sömürü ve zulüm düzenini yerle bir edebilir.
TKİP: Sınıfın, devrimin ve sosyalizmin partisi!
Birbirini izleyen faşist askeri darbeler altında çok büyük fiziki güç kayıplarına uğramış olsa da toplumumuzun zengin bir devrimci birikimi var. Bunun onuru dünden bugüne uzanan ve emeğin kurtuluşu davası uğruna büyük bedeller ödeyen mücadeleci kuşaklara aittir. Türkiye Komünist İşçi Partisi (TKİP) bu birikimin ürünüdür ve bugünkü mirasçısıdır. Partimiz geçmişin yanlışları ve zaaflarıyla hesaplaşma azmi, bundan gelecek için gerekli sonuçları çıkarma kararlılığı içinde doğmuştur.
TKİP, 10 yıl önce kuruluşunu ilan ederken konumunu, kimliğini, amaç ve hedeflerini tüm açıklığı ile ortaya koymuştur:
TKİP komünizmin partisidir!
“Partimiz komünist sıfatı taşımaktadır, o komünizmin partisidir. Nihai hedefi, toplumun sınıflara bölünmesine kesin bir biçimde son vermektir. Böylece bu bölünmeden doğan her türlü toplumsal ve politik eşitsizliği tamamen ortadan kaldırmak, onun ürünü olan her türlü kötülüğü kökünden yoketmektir. Baskının, sömürünün, her biçimiyle köleliğin ilelebet yokedildiği evrensel bir toplum düzenine ulaşmaktır.”
TKİP devrimin partisidir!
“Partimiz devrimci bir kimlik taşımaktadır; o devrimin, proletarya devriminin partisidir. Bugün partimizin önündeki temel devrimci görev, burjuvazinin sınıf egemenliğinin yıkılması, iktidarın işçi sınıfı tarafından ele geçirilmesidir. Sırtını emperyalizme dayamış mevcut burjuva sınıf egemenliği, bugün toplumumuzun karşı karşıya bulunduğu tüm temel toplumsal ve siyasal sorunların gerçek kaynağıdır. Bu sorunları çözmek egemen burjuva sınıfı devirmekten, onun egemenlik aygıtı olan mevcut devlet iktidarını şiddete dayanan bir devrimle yıkmaktan, yerine işçi sınıfının tüm emekçilerin desteğine dayalı devrimci iktidarını kurmaktan geçmektedir. (...) ”
TKİP işçi sınıfının partisidir!
“Partimiz işçilerin, işçi sınıfının partisidir. Partimizin işçi sınıfının temel çıkarları dışında bir çıkarı, temel amaçları dışında bir amacı yoktur. İşçi sınıfı toplumumuzu bugünkü çürüme ve kokuşmadan muzaffer bir devrimle çekip çıkarma yeteneğinde olan tek gerçek toplumsal güçtür. Devrimimiz ancak bu sınıfın önderliğinde başarıya ulaşabilir. Partimizin temel tarihi misyonu bu doğrultuda işçi sınıfına yol göstermek, ona hergünkü mücadelesinde önderlik etmektir. Bunda başarılı olabilmek için işçi sınıfıyla et ve tırnak gibi kaynaşmak partimizin en acil görevidir. Bu tüm öteki emekçi katmanlara, toplumun tüm öteki ezilen kesimlerine başarıyla önderlik edebilmenin de biricik maddi güvencesidir...” (TKİP Kuruluş Bildirisi’nden...)
TKİP 10 yıllık mücadele tarihi boyunca bu çizgi üzerinde yürüdü. Bugün de aynı çizgide ilerlemekte, devrimci çalışmasını ve mücadelesini bu çizgi üzerinden sürdürmektedir. Konumu ve kimliği, amaç ve hedefleri açık ve nettir. Partimizin programı bunları içeren ve dosta düşmana ilan eden bir bayrak olarak göndere çekilmiştir. 10. Yılını kutlayan TKİP, işçi sınıfı ve emekçileri bu bayrak altında birleşmeye, bu amaç ve hedefler uğruna savaşmaya çağırmaktadır.
Yaşasın proletarya devrimi!
Yaşasın sosyalizm!
Ekim 2008
PDF olarak indirmek için tıklayınız!