Logo

Metal’de TİS sürecine müdahale deneyimi


Metal’de TİS sürecine müdahale deneyimi

Metal işkolu, gerek kapitalist ekonomide tuttuğu yer ve gerekse metal işçilerinin örgütlenme ve mücadele düzeyi açısından stratejik bir işkolu olma özelliğine sahiptir. Bu konumuyla, işçi sınıfının diğer bölüklerini sürükleme ve önderlik etme yeteneğine sahiptir. Bundan dolayı komünistler her dönem bu işkolunda örgütlenmeye önem vermişler ve çalışmalarının merkezine koymuşlardır. Güç ve olanaklarının sınırlı, fiziki bağlardan yoksun oldukları dönemlerde bile sektöre yönelik politik ilgilerini sürdürmüşlerdir. Bunun sonucunda, bu alandaki çalışmamızda önemli bir birikim ve deneyim elde edilmiştir.

İşte bu birikimler üzerinden ve elbette partinin toplam birikimine ve yol göstericiliğine yaslanarak, geçtiğimiz dönem bu işkoluna, TİS gündemi etrafında şekillenen yoğun bir politik müdahale gerçekleştirmişlerdir. TİS süreci sonrasında da metal işçilerinin krizin faturasına karşı devam eden yaygın ve militan eylemlilik sürecine müdahalemiz sürmüştür.

Bu çalışmanın ilk deneyimlerini irdeleyip ortayı çıkardığı sonuçları değerlendirmek, hem bu alana yönelik çalışmamız hem de genel olarak sınıf çalışmamız açısından yararlı olacaktır. Deneyimleri irdelemek, çalışmada önümüzü açabilmek için her zaman yerine getirilmesi gereken bir sorumluluk olmakla birlikte, bizim için bunun da ötesinde bir ihtiyaç olduğunu da vurgulamalıyız. Zira, 2. Parti kongresi, sınıf çalışmasını ileri bir düzeyde örgütlemeyi, sınıf içerisinde güç ve mevziler kazanmayı ve giderek partiyi işçi sınıfı zemininde maddi bir kuvvet haline getirmeyi hedef olarak koymuştur. Bu hedefe ulaşabilmek ise, çalışmamızın deneyimlerini ve sorunlarını döne döne ele almayı, zorlanma alanlarımızı ve yetersizliklerimizi her adımda açığa çıkarmayı gerektirir. Sınıf çalışmamızın geliştirilmesinde deneyimlerimizin olumlu ve olumsuz yönleriyle değerlendirilerek, bunun partiye maledilmesinin önemi tartışmasızdır. Sınıf çalışmamızın niteliğinin yükselmesi, önderlik kapasitesimizin gelişmesi ve müdahalede çok yönlü bir yetkinleşmeyi sağlamanın yolu, bunun sürekli ve sistematik bir biçimde yapılmasını gerektirmektedir.

Müdahale çizgimiz ve hedeflerimiz

Merkezi TİS müdahalemizin ana halkasını, merkezi politik açılımımız ve bu açılımın sistematik biçimde işlenmesi oluşturmuştur. Bu çerçevede alana ilişkin taktik politik hattımızı belirlerken, alandaki güç ve olanaklarımızın düzeyinden çok, sınıf hareketinin ihtiyaçları ve işçi sınıfını temsil etme meşruiyeti esas alınmıştır.

Müdahalemizin politik hedefi, TİS sürecinde, metal işçilerinin mücadele potansiyelini, birikmiş öfkesini ve mücadele isteğini açığa çıkarmak, bilinç ve örgütlülük düzeyini yükselterek Türk Metal çetesinin tahakkümünü kırmak, buradan giderek metal işçilerini mücadele alanına çıkarmak olarak belirlenmiştir. Bu süreçte BMİS yönetimine karşı yapıcı ve ileriye çıkmasını zorlayan bir tutum alınmış, sürecin gelişimini olumlu yönde etkileyecek yaklaşım ve pratiklerine destek verilmiş, tersi tutum ve pratikler ise hedef alınmıştır. Süreç boyunca, metal işçilerinin tabandan örgütlenmesini ve mücadelesinin geliştirilmesini hedefleyen bir yaklaşım tarzı sergilenmiştir. “Ortak talepler, ortak mücadele, ortak örgütlenme” ekseninde, hangi sendikada örgütlü olduklarına bakmaksızın ve örgütlü-örgütsüz ayrımı yapmaksızın, metal işçilerinin birliğine hizmet edecek bir müdahale çizgisi izlenmiştir.

Sürece ilişkin olarak belirlenen taktik politikamız ışığında, sistematik bir teşhir, ajitasyon ve propaganda faaliyeti yürütülmüştür. Bizzat TİS’e müdahale çerçevesinde çıkardığımız bülten başta olmak üzere merkezi araçlarımız etkin bir biçimde kullanılmış, yanısıra havzalar özgülünde çıkarılan yerel araçlarla faaliyet dönem boyunca kesintisiz bir biçimde sürdürülmüştür. Metal işçileri taraf olmaya, ortak mücadele platformlarında bir araya gelmeye çağrılmıştır. Metal işçisinin örgütlü bir taraf olarak hareket edemediği koşullarda bir TİS sürecinin daha kaçınılmaz olarak ihanet ve satışla noktalanacağı vurgulanmış, işçilere taban örgütlerinde örgütlenme çağrısı yapılmıştır. Çalışmanın en önemli başarılarından birisi, dönem boyunca kesintisiz ve yaygın bir biçimde sürdürülebilmesi olmuştur.

Sürece eylem ve örgütlenme yönünde müdahale

Sürece müdahalemiz sadece uyarma-aydınlatma ve çağrı faaliyetiyle de sınırlı kalmadı. Aynı zamanda, çalışma yürüttüğümüz havzalardan ve fabrikalardan başlayarak, süreç eylem ve örgütlenme yönünde derinleştirilmeye çalışıldı. Metal işçilerini sürecin bir tarafı haline getirmek üzere bilincini geliştirme ve öfkesini açığa çıkarma, bu temel üzerinde eylem ve örgütlenme hattından ilerleme bakışıyla bir dizi müdahalede bulunuldu.

Bu müdahalelerimizden biri, bulunduğumuz hemen tüm yerellerde işçilerin ve sendika temsilcilerinin katıldığı işçi toplantıları yapmak oldu. TİS’i genel bir tartışmaya konu etmek, işçileri bu tartışmalara katmak ve giderek ortak mücadele platformlarını gündeme sokmak hedefiyle yürütülen bu çalışma, sürece fiili müdahalemizin ilk ayağı oldu. Yanı sıra, organik bağlarımızın olduğu fabrikalarda işçilerin duyarlılığını örgütlemeye, bu duyarlılığı sendikal kademelere yönelik bir basınca çevirmeye çalıştık. Diğer bir etkinliğimiz ise, bulunduğumuz alanın dışında gelişen eylemli süreçlere aktif bir şekilde katılmak, örgütlü-örgütsüz metal işçilerini bu eylemlilik sürecine katmak ve bu eylemleri birleşik mücadelenin kanalı olarak değerlendirmeye çalışmak biçiminde oldu. Ne kadar başarılı olduğumuzdan bağımsız olarak, çalışmayı böyle bir politik bakışla örgütleme çabası en önemli kazanımımızdır.

Çalışmamızın sonuçları üzerinden, alanda sendikal odakların dışında sürece müdahale eden yegane politik güç olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz. Gerek BMİS gerekse de Türk Metal çetesi cephesinde, söylediklerimiz belirgin bir ağırlık taşıyabildi. BMİS yönetimi bunu hem doğrudan hem de mücadele sürecindeki tutumlarıyla gösterdi. Türk Metal çetesi ise çalışmamızdan duyduğu rahatsızlığı bizzat Özbek’in ağzından kürsülerden dile getirdi. Materyallerimizin düzenli olarak taşındığı Türk Metal’in örgütlü bulunduğu fabrikalarda fiili saldırılarla karşılaştık. Birçok yerde bu saldırılar metal işçilerinin çalışmamızı sahiplenmesiyle boşa çıkarıldı. Aynı zamanda bu gerici müdahale işçileri taraflaşmaya zorladı.

Bunlar çalışmamızın gücünün ifadesidir. İhtiyacı doğru tanımladığımızı ve doğru noktadan yüklendiğimizi göstermiştir.

Ayrıca belirtmek gerekir ki, Türk Metal’in örgütlü olduğu fabrikalarda sürece fiili müdahale, BMİS’in birkaç sınırlı bildiri dağıtımı dışında, esas olarak tarafımızdan yürütülmüştür. Çalışmamızın altı çizilmesi gereken en önemli başarılarından biri de budur.

Sınırlarını aşan etkili bir çalışma!

Süreç boyunca, güç ve olanaklarımızın sınırlarını fazlasıyla zorlayan bir faaliyet yürütülmüştür. Sendikal bir süreç üzerinden fakat onun sınırlarını aşan bu çalışma, metal TİS’lerinin işçi sınıfı ve ilerici kamuoyunun gündemine oturmasında önemli bir rol oynamıştır. Sergilenen tokluk ve ciddiyet, sınıfın devrimci temsiliyetine dayalı devrimci inisiyatif, ilerici ve sol kamuoyunda TİS sürecine ilgiyi arttırmıştır.

Bu noktada vurgulamak gerekir ki, bu etkinin yaratılmasında yayınların etkin bir biçimde kullanılması özel bir rol oynamıştır. Özellikle sürece müdahale amacıyla hazırladığımız bültenimiz oldukça işlevsel olmuştur. Sürecin çeşitli aşamalarında yaptığımız çağrıların ve gösterdiğimiz hedeflerin taşıyıcısı olan bülten, merkezi olmasının yanı sıra işçi yazılarının belli bir ağırlık taşıması ölçüsünde çalışmamızı güç ve etkisini arttırmıştır. Ülkenin değişik bölgelerinin en büyük metal fabrikalarından yazıların yeralması, söylediğimiz sözü güçlendirmiş, ağırlığını arttırmıştır.

Temel zayıflık alanımız!

Çalışmamızın en önemli zayıflığı ise, fabrikalar zemini üzerinden yeterince güçlü biçimde örgütlenememiş olmasıdır. Bunun en önemli nedeni, TİS kapsamındaki fabrikalarla “içerden” bağların zayıflığıdır. Eğer belli başlı fabrikalarda içeriden çalışmanın imkanlarına sahip olabilseydik, sürece müdahalemiz çok daha ileri bir düzeyde gerçekleşebilirdi. Örneğin, TİS taslağının oluşturulmasına aktif katılım, alternatif TİS taslaklarının hazırlanması, çeşitli fabrika eylemleriyle sürece müdahale, ihanet gerçekleştiğinde sendikaların kapısına dayanma biçiminde bir müdahale çok daha ileri sonuçlar yaratırdı. Yine de, mevcut güç ve imkanlarımız ölçüsünde bir dizi fabrikada bu yönde adımlar atılmıştır. Ancak bu müdahaleler, sürecin seyrini belirleyecek ve sendikal mekanizmalar üzerinden itici bir rol oynayabilecek düzeyden uzak kalmıştır.

Öte yandan, mevcut ilişkilerimizin sürece aktif katılımı konusunda da bir dizi zorluk yaşadığımızı belirtmeliyiz. Deneyim eksikliği, çalışılan fabrikalarda bir taban örgütlenmesi oluşturacak düzeyden yoksunluk ve öncü kimliğin zayıflığı ölçüsünde, ilişkilerimizin büyük bölümü oynamaları gereken rolü oynamakta yetersiz kalmıştır.

Bununla birlikte, politik müdahalemizin ortaya çıkardığı ve platformumuza yakınlaştırdığı önemli sayıda işçi ilişkisi yakalanmıştır. Ancak bu işçilerin örgütlenmesinde ve giderek içeriden müdahalenin dayanaklarına dönüştürülmesinde zayıf kalınmıştır. Elbette bunda bu ilişkilerin öncü kimliklerindeki zayıflıklar önemli bir rol oynamıştır. Yakalanan bu imkanlar hala da varlığını korumaktadır ve kesintisiz bir şekilde süren çalışmamız tarafından kazanılması sorumluluğu önümüzde durmaktadır. Sınıf hareketinin gelişimine de bağlı olarak bu imkanların somut bağlara, sınıfla organik bağlantı kanallarına dönüşmesi ve partinin sınıf üzerindeki önderliğinin dayanakları haline gelmesi elbette bir zaman, fakat daha önemlisi emek harcama sorunudur.

Öncü işçileri birleştiren bir politik platform!

Son olarak şu noktanın altını çizmek istiyoruz. Ülke çapında sektörel bir çalışma olarak yürüyen metal çalışmamamız, alanın bütününü kesen bir gündem üzerine oturduğu ölçüde, önemli politik ve maddi kazanımların yolunu açmıştır. TİS süreci geride kalsa da, çalışmanın sektörel olarak yürütülmesi ve politik bir çerçevede süreklilik kazanması önem taşımaktadır. Krizin faturasına karşı ülkenin değişik bölgelerinde işçi sınıfının birleşik bir mücadele ihtiyacı ve arayışı içerisinde olduğu bugünkü koşullarda, sektörel politik platformların varlığı, özellikle sürecin ileriye çıkardığı ve çıkaracağı ileri-öncü işçilerin birleştirilmesi açısından işlevsel olacaktır. Tek tek fabrikalarda dişe diş verilecek mücadele sektörel düzeyde böyle bir politik platformla tamamlandığında, işçi sınıfının politik bir yön kazanabilmesi için elverişli bir kanal açılmış olacaktır.

Komünist metal işçileri


Üste