“Büyük Ortadoğu”da büyük bir toplumsal sarsıntı yaşanıyor. Halklar çürümüş rejimlere ve onları simgeleyen diktörlere karşı ayağa kalkıyorlar. Sömürüye, yoksulluğa, işsizliğe, aşağılanmaya, köleliğe, hiçe sayılmışlığa, emperyalizme uşaklığa isyan ediyorlar. Tunus’ta ve Mısır’da diktatörler devrildi, tüm ötekilerse benzer bir akibetin korkusunu yaşıyorlar...
Özellikle III. Parti Kongresi’nin altını önemle çizdiği doğru çalışma tarzı sorunu, temelde politik önderlik sorunu olarak tanımlanmaktadır. İdeolojik-politik bakışaçısının yön verdiği bir önderlik pratiğinin tayin edici önemi vurgulanmakta, bu alanda başarı sağlanamadan diğer sorun alanlarında mesafe almanın güçlüklerine işaret edilmektedir.